Küçük bir kaza geçirdim ama sizinle konuşmamı durdurmak için bir arabadan daha fazlası lazım. | TED | أنا مصاب إصابة بسيطة، ولكن يتطلب الأمر أكثر من حادثة سيارة لمنعي من التحدث إليكم. |
Süper güçlerimi kullanmamı durdurmak için kafamın içine kriptonit koydu. | Open Subtitles | لقد وضع حجر الكريبتون بداخل رأسي لمنعي من استخدام قدراتي الخارقة |
Beni durdurmanın yolunu bulurlar demiştim. | Open Subtitles | قلت إنهم سيجدون طريقة لمنعي |
Beni durdurmanın tek yolu bu. | Open Subtitles | هذه هي الطريقة الوحيدة لمنعي |
Bence kendimi gayet net ifade ettim ama kimse beni durdurmaya çalışmıyor. | Open Subtitles | أعتقد أنني كنت واضحة جداً لكن لم يتقدم أحد لمنعي |
Trent Seward benim ifade vermemi engellemek için herşeyi yapar. | Open Subtitles | إن ترينت سيورد سيفعل اي شيء لمنعي من الإدلاء بشهادتي |
Benim kaçmamı engelleyecek bir sakinleştirici olduğunu söylemişti,.. | Open Subtitles | وقال انها كانت مسكنات لمنعي من محاولة الهرب |
Telsizdeki sesten çok daha fazlası gerekecek beni durdurmak için. | Open Subtitles | سيتطلب الأمر أكثر من صوت على لاسلكي لمنعي |
Çünkü neyin peşinde olduğumu bilirsen beni durdurmak için elinden geleni yaparsın. | Open Subtitles | لأنّك إذا عرفتَ ما أسعى إليه فستفعل كلّ ما بوسعك لمنعي |
Benim evlenmemi durdurmak için çok fazla çalıştın | Open Subtitles | أنتَ عملتَ بجد لمنعي منَ الزواج |
Beni durdurmaya hakkın yok. | Open Subtitles | ليس لديك الحق لمنعي |
Kız kardeşin Unvanımı almamı engellemek için senin her şeyi yapacağını söyledi. | Open Subtitles | شقيقتك أخبرتني بأنّك تفعل أيّ شيء تحت قوتك لمنعي من المطالبة بلقبي. |
Benim sana sormamı engelleyecek en iyi yol da bu zaten. | Open Subtitles | واللتي ستكون الطريقة المثالية لمنعي من سؤالك |