Tabii, ilgileniyorsanız Sayın Başkan. Kızın kaçırıldığı arabanın içinde bulunan yanmış kağıdı test ettim. Parmak izi yoktu ama kimyasal madde izleri buldum. | Open Subtitles | لم أجد اي بصمات من سيارة الخاطفين ولكني وجدت آثارا لمواد كيميائية |
Binanın her yerinde radyoaktif madde izleri bulundu. | Open Subtitles | آثار لمواد مشعة تم ايجاده في عموم البناية |
Son üç aydır bir nükleer malzeme hırsızlığı furyası var, özellikle sarı kek. | Open Subtitles | لقد كان هناك الكثير من السرقات المتوالية لمواد نووية خاصةً اليورانيوم المخصَّب خلال الثلاث الشهور الماضية |
Bu gezegenin tarihindeki en büyük gizli malzeme sızıntısıydı bu. | Open Subtitles | هذا كان التسريب الأكبر لمواد سريّة، فى تاريخ ذَلك الكوكب على وجه التحديد. |
Hareket etmesi için iletken maddeye ihtiyaç duyduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أننا نحتاج لمواد موصلة لضرورة التنقل |
21. Yüzyılda yeni sınıf maddelerden edinilen bilimsel deneyimler karbon sakısı gibi, seramik yada polimerler. | Open Subtitles | في القرن الحادي والعشرون يقوم العلم بإختبار أصناف لمواد جديدة |
Toksik madde maruziyetine bağlı demiyelizasyon olabilir. | Open Subtitles | قد يكون مرض زوال النُخاعين نتيجة التعرض لمواد سامة |
- Ne? Nükleer madde bulundurmaktan tutuklusunuz. | Open Subtitles | أنـت مقبوض عليـك لحوزتك لمواد إنشطاريـة |
Burada kalıp tehlikeli madde ekibini bekle. | Open Subtitles | تحتاج إلى البقاء هنا، - الانتظار لمواد خطرة . |
2 milyon dolarlık malzeme çalınmış. | Open Subtitles | -مُطالبات بـ2 مليون دولار لمواد مسروقة . |
Bu konuya bugün giremeyiz çünkü yeterince zaman yok -- geniş bir konu. Bir şey kesindir, gelecekte önemli olacak bir özellik -- önemli ama yeterli değil -- azdan çok yaratmak olacaktır. Daha az enerji ve malzeme kullanarak daha yüksek verimlilikte şeyler yapmak zorunda olacağız. | TED | ليس في إمكاننا اليوم أن نمضي في هذا الموضوع فالوقت غير متسع-- إنه موضوع واسع. و هناك شيءٌ واحد أكيد، هناك في المستقبل ميزة جوهرية متواجدة-- ضروري و لكنه جانب غير كاف-- ما هو الأكثر فعلاً و ما هو الأقل. إن علينا أن نكون في حالة نفعل فيها أشياء أكثر فاعلية في استعمالها لطاقة أقل، و لمواد أقل. |
Patlamalardan kurtulmasına rağmen, Ajan Scott sentetik bir kimyasal maddeye maruz kalmış. | Open Subtitles | خاصة وأنه تعرض للانفجار مباشرة وقد تعرض لمواد كيميائية |
Yaygın olarak görülmeyen çok zehirli bir maddeye maruz kalmış olabileceğini söylüyorlar. | Open Subtitles | تلك التي تشير إلى أنه تعرض لمواد سامة للغاية التي عادتا لا يمكن رؤيتها |
Bunları laboratuvardaki parıltılı maddelerden gelen çizgilerle kıyaslarsak bizim Dünya'dan tanıdığımız elementlerin en dıştaki yıldızlarda da var olduğunu tespit edebiliriz. | Open Subtitles | وبمقارنتهم بخطوط الطيف لمواد منيرة في المختبر بإمكاننا أن نحدد أن نفس العناصر المألوفة لدينا |