Günümü doldurmaya çalışan bir ev kadını gibi görünemem. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ ظُهُور مثل بَعْض ربّةِ البيت التي مُحَاوَلَة لمَلْئ يومِها. |
Haskell'in serbest kalması kotamızı doldurmaya yetti. | Open Subtitles | للمسيح الدجالِ للظُهُور؟ حزقيل أنْ يَكُونَ طليق بما فيه الكفاية لمَلْئ حصتِنا. |
Dünyada bu kraterleri doldurmaya yetecek kadar pudra yok. | Open Subtitles | ليس هناك بما فيه الكفاية spackle في العالمِ لمَلْئ تلك الحُفَرِ. |
Bu bardakları doldurmanız lazım. | Open Subtitles | أنا سَأَحتاجُك لمَلْئ هذه الكؤوسِ. |
İki tarafını da doldurmanız gerek. Ürkütücü ayrıntıları atlamayın. | Open Subtitles | أَحتاجُ لمَلْئ هذا لكلا الجانبينِ. |