Üzgünüm baba. Bunun böyle olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | آسف، أبتِ، لم أكن أعلم أنّ جدّي كان هكذا |
Dostum, seni tanımadan önce "gerçeklerin" bir süper güç olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | يا صاح، لم أكن أعلم أنّ الحقائق يمكن أن تكون قوةٌ كبيرة قبل قدومك |
Bu kadar girişimci bir ruha sahip olduğunu bilmiyordum. Bazı toplantıları kaydıracağım. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنّ لديكِ روح القيادة هذه، سأؤجّل بعض اجتماعاتي |
"Tüm dünyayı dolanıp geri dönme"nin atla birkaç günlük mesafelere gidip gelmek olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنّ زيارة العالم بأكمله تقصد بها أيّ مكان يمكنك الوصول إليه في بضع أيام على حصان |
Bilmiyordum... Yaşlı kadının evde olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم، لم أكن أعلم أنّ السيدة العجوز في المنزل |
Mağaram olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنّ لدي كشك قيادة. |
Aramızda bir doktor daha olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنّ ثمّة طبيب آخر بيننا. |
Aramızda bir doktor daha olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنّ ثمّة طبيب آخر بيننا. |
Kötü biz özellik olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنّ هذه خصلة سيّئة. |
Arkadaşı olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنّ لديه أيّ أصدقاء |
Şey, sen olduğunu bilmiyordum, kağıtta Alexis Garret yazıyordu. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنّ هذه أنت. في اللائحة مكتوب (أليكسيس جاريت) |
Gizli bir silahın olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنّ لديك سلاح سري |
Pardon, evde birisinin olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | {\pos(192,230)}متأسفة، لم أكن أعلم أنّ ثمّة أحد بالمنزل |
Sevgilisinin olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنّ لديها واحداً |
Oğlun olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنّ لكَ ابناً؟ |
İtalya'da pizzadan fazlası olduğunu bilmiyordum, Schmidty. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنّ (ايطاليا) أكثر بكثير من البيتزا ،(شميت) |
Sarılmaların bir tipi olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنّ للعناق معايير |