Gövdeye vurduğunu duydunuz. Ve ben...asla burada değildim. | Open Subtitles | لقد سمعته يضرب الهيكل و أنا لم أكن هنا أبداً |
burada değildim, görmedim, zaten durduramazdım. | Open Subtitles | .. لم أكن هنا .. لم أرى ذلك لم أستطيع إيقافكِ |
Biliyorum, bir süre burada değildim, ve sizler büyük marketin tasfiye satışına girdiğini zannettiniz. | Open Subtitles | أعرف أنّني لم أكن هنا لمدّة و كلّكم ظننتم انّ المخزن العام قد أفلس و توقّف عن العمل |
burada olmasaydım, ben de burada olmak istemezdim. | Open Subtitles | إذا لم أكن هنا ما كنت أحب أن أكون هنا أيضا |
buraya hiç gelmedim. Seni tanımıyorum. O kaseti hiç seyretmedim. | Open Subtitles | لم أكن هنا أبداً ، لا أعرفك و لم أرى الشريط إطلاقاً |
Burada olmazsam, çarkı çevirmeye ve kağıtları karmaya devam edin. | Open Subtitles | إذا لم أكن هنا ، فقط ابقوا العجلة تدور والصفقات |
- Şey olmasa daha iyi olurdu... - Ben burada olmasam. | Open Subtitles | وسيكون أفضل بكثير لو - لو لم أكن هنا - |
Daha önce buraya hiç gelmemiştim. Kiliseleri pek sevmem. Çok soğuk bir yer. | Open Subtitles | أنا لم أكن هنا من قبل أنا لست من زوار الكنائس , باردة جداً |
Ben burada değildim, ama bir nöbetçi memurla nöbetçi subay patlamada buradalardı. | Open Subtitles | وأنا لم أكن هنا ، ولكن رقيب المكتب و الضابط المناوب اصيبوا في الإنفجار |
Sohbetimize gelirsek ben burada değildim. | Open Subtitles | وبالنسبة لدردشتنا القصيرة فأنا لم أكن هنا قط |
Ve hayır, eğer soracaksan dün gece burada değildim. | Open Subtitles | ولا، لم أكن هنا ليلة الأمس. إذا كان هذا قصدك. |
Biliyorum, Betsey'nin teyzesi onu bıraktığında burada değildim. | Open Subtitles | أعرف بأنني لم أكن هنا عندما رمتها عمّتها |
- Hayır, dün gece burada değildim. Kayınpederimde kaldım. | Open Subtitles | لا، يارجل لم أكن هنا بالأمس لقد نمتُ بمنزل والدا زوجتي |
Beni hayata döndürdüklerinde kendime gelmeden önce bir süreliğine burada değildim ve çok huzurluydu Timba. | Open Subtitles | عندما أنعشوني.. قبل أن جئتُ إلى هنا.. لم أكن هنا.. |
Sayın Yargıç, ilk duruşma esnasında burada değildim, çünkü henüz davayı devralmamıştım. | Open Subtitles | سعادتك، أنا لم أكن هنا خلال توجيه الاتهام الأولي إحقاقًا للحق، لم أكن قد عُيّنت بعد |
Kim? Bilmiyorum! Geçen akşam burada değildim. | Open Subtitles | أنا لا أعرف أنا لم أكن هنا بالأمس؟ |
- Geçen hafta burada değildim | Open Subtitles | - الأسبوع الفائت خلال النهار لم أكن هنا الأسبوع الفائت |
Söylesene, ben burada olmasaydım, yine de kadınsı gizemli bir hava olmaz mıydı? | Open Subtitles | هل تعتقدون أنه سيضيف غموض أنثوى إن لم أكن هنا ؟ |
Eğer olay patlarsa da ben buraya hiç gelmedim. | Open Subtitles | اسمع ، إن أخفق هذا الأمر فاعتبر بأني لم أكن هنا أبداً |
Sabah kalktığında Burada olmazsam, hiçbir şeyi... | Open Subtitles | إذا لم أكن هنا في الصباح سوف لن يتفهم الأمر |
Aslında buraya hiç gelmemiştim. | Open Subtitles | لم أكن هنا من قبل. |
Şükürler olsun, ben orada olmasaydım neler olabileceğini hayal edemiyorum. | Open Subtitles | لا تستطيع أن تتخيل ما الذي كان سيحدث لو لم أكن هنا |
Burada olmadığım için mutsuzdun, şimdi ben buradayım ama sen yine mutsuzsun. | Open Subtitles | لم تكن سعيدا عندما لم أكن هنا والآن أنت غير سعيد لأنني هنا |