Sen de biliyorsun ki, işbirliği yapmazsan, oğulların ölecek. | Open Subtitles | وأنت تعلم جيداً بأن ابنيك سيموتان إن لم تتعاون معنا |
ABD'ye döndüğünde, eğer işbirliği yapmazsan bütün suçlamalardan yargılanacaksın. | Open Subtitles | حالما تصبح في الولايات المتحدة إذا لم تتعاون ، سيقومون باتهامك بكل شيء |
Hapishaneyle ilgili, yani eğer işbirliği yapmazsan gideceğin yerle ilgili... bilmen gereken şey, şu size batan şeyler var ya işte orada onlar, günlük sıradan şeyler. | Open Subtitles | إذا الشيء الذي تتذكره عن السجن وهو حيث ما سوف تذهب إذا لم تتعاون هو أنه في السجن، تلك الأشياء تجدها مهينة |
- Efendim, eğer bizimle işbirliği yapmazsanız sizi tutuklamak zorunda kalacağız. | Open Subtitles | سيدي, لدينا أمر للقبض عليك.. اذا لم تتعاون. |
İşbirliği yapmazsanız, hayatınızın geri kalanını hapishanede geçireceksiniz ama yaparsanız, size söz veriyorum, sizi bizzat kefil olacağım. | Open Subtitles | ستقضي بقية حايتك في السجن إن لم تتعاون لكن إن تعاونت، أعطيك كلمتي سأشهد شخصياً أمام القضاء لك |
yardımcı olmazsan, asılırsın. | Open Subtitles | انت تعبث مع شرطى ستشنق إذا لم تتعاون معنا |
Eğer onlarla işbirliği yapmazsa erkek arkadaşını öldürmekle tehdit etmişler. | Open Subtitles | و أبتزوّها, و هددوها بقتله إن لم تتعاون. |
Yani iş birliği yapmazsan, hücre arkadaşına bakarak geçireceğin... 20 sert yıla bakıyorsun. | Open Subtitles | إذا لم تتعاون ، فسوف تسجن لـ20 سنة حيث يظلّ رفيقكَ بالزنزانة يتحرّش بك |
Efendim, iş birliği yapmazsanız, sizi gözaltına almak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | يا سيد إن لم تتعاون أخشى أن أضعك رهن الاعتقال |
Eğer bizimle işbirliği yapmazsan inan bana, hapis cezasının yanı sıra, ölüm cezası da alacaksın. | Open Subtitles | .. إذا لم تتعاون معنا صدقنى , لن تذهب إلى السجن فقط بل وسيحكم عليك بعقوبة الإعدام أيضاً |
Yine de eğer bizle işbirliği yapmazsan herhangi bir savcı senin suçlu olduğunu düşünecektir. | Open Subtitles | لكن إذا لم تتعاون معنا اي مدعي عام سيعتقد أنكَ قتلتها |
İşbirliği yapmazsan sana yardımcı olamam. | Open Subtitles | إذا لم تتعاون لا يمكنني مساعدتك |
Ama eğer işbirliği yapmazsan, elimden gelen her şeyi yapar ve torunlarının seni Google'da aradıklarında nasıl bir canavar olduğunu görmelerini sağlarım. | Open Subtitles | ولكن إذا لم تتعاون معي سأبذل كل ما في وسعي لأضمن لك أنه في المرة القادمة التي يبحث أحفادك عن سيرتك على الإنترنت سيكتشفون كم كان جدهم متوحشاً |
Ama işbirliği yapmazsan, kesinlikle öleceksin. | Open Subtitles | لكن إن لم تتعاون معنا ستكون ميتا |
eğer benimle işbirliği yapmazsan, sana yardımcı olamam | Open Subtitles | لن أعتني بك لو لم تتعاون |
Eğer işbirliği yapmazsanız, sizi tutuklamak zorunda kalacağım | Open Subtitles | إذا لم تتعاون فسوف تجبرني لإلقاء القبض عليك |
İşbirliği yapmazsanız, sizi tutuklamak zorunda kalırız. | Open Subtitles | . إن لم تتعاون معنا ، سنضطر لإعتقالك |
Eğer işbirliği yapmazsanız neler olacak onu konuşalım. | Open Subtitles | دعنا نتحدث عما سيحدث لو لم تتعاون |
Bak sana ne diyeceğim. Eğer bana yardımcı olmazsan yumruk fobin de oluşacak. | Open Subtitles | إذا لم تتعاون , ستعانى من الخوف من الضرب |
Ve kıza şantaj yapmışlar, işbirliği yapmazsa adamı öldürmekle tehdit etmişler. | Open Subtitles | و أبتزوّها, و هددوها بقتله إن لم تتعاون. |
Eğer iş birliği yapmazsan hemen şimdi cezaevi müdürünü arayacağım. | Open Subtitles | حسناً, لانه اذا لم تتعاون معي هنا وفي الحال سأتصل بمأمور السجن |
Eğer iş birliği yapmazsanız gidip danışmadaki Judy'e söyleyeceğim. Lütfen. | Open Subtitles | سأخبر جودي عاملة الاستقبال اذا لم تتعاون معي ارجوك |