"لم تنسى" - Traduction Arabe en Turc

• unutmadın
• unutmadınız
• Unutmamışsın
• unutmamışsınızdır

Bu arada Kolbe, Gressmann'ın mektubunu unutmadın, değil mi?
بالمناسبة يا كولبي , أنت لم تنسى ارسال تلك الرسالة الى جريسمان , صحيح ؟

Lütfen söyle, oyuncağı unutmadın değil mi?
أخبرني الحقيقة من فضلك أنت لم تنسى تلك الدمية

Asla sözleri veya hareketleri unutmadın!
لم تنسى جمله واحده لم تفوتك ملحوظه صغيره

Ama oralları unutmadın, değil mi?
لم تنسى ما يخص لعقات القضيب, إذا, أليس كذلك؟

Yani kim olduğunuzu unutmadınız değil mi?
اعنى, انك لم تنسى نفسك ؟

En sevdiğimi Unutmamışsın.
شكرا على السجائر، لم تنسى معروفي

Eminim unutmamışsınızdır. Bu çok önemli.
بالتأكيد انت لم تنسى, هذا امر هام .

Elbette daha önce topladığımız üç taşı unutmadın.
بالتأكيد لم تنسى الثلاثة حجارة التي جمعناها

O halde, çocuklarımızı evlendirme sözümüzü de unutmadın, değil mi?
.. لابد أنك لم تنسى أننا وعدنا بعض بأننا . سنزوج أطفالنا لبعض

Bugün hissedarlar toplantısı olduğunu unutmadın değil mi?
أنت لم تنسى أن اليوم هو اجتماع مالكي الاسهم اليس كذلك ؟

Geçen hafta Elaine Tutweilers'de söylediklerini unutmadın ya?
إنك لم تنسى ما قلته منذ أسبوع فى بيت " إلين توتوايلر "؟

-Sakın! -Hayır! Tabiki unutmadın!
ـ لا، ليست ابنتى ـ لا، بالطبع لم تنسى

Onun biraz kafadan arızalı olduğunu unutmadın, değil mi?
أنت لم تنسى أنها "مصرة" أو "عازمة" قليلاً؟

Bu günü unutmadın, değil mi?
لم تنسى أمر اليوم , أليس كذلك؟

Hoşça kal Yvonne. Benim küçük ikramlarımı unutmadın, değil mi?
- إلى اللقاء إيفون لم تنسى دوائي , أليس كذلك ؟

Sen de bu sefer unutmadın değil mi?
لم تنسى أي شيء هذه المرة ، أليس كذلك ؟

Onun kim olduğunu, kendinin ne olduğunu unutmadın, değil mi?
أنت لم تنسى من تكون هي. من تكون أنت؟

Tabii ki hiçbir şeyi unutmadın.
بالطبع انتى لم تنسى اى شئ

Emil'e yaptıklarını henüz unutmadın değil mi Sebastian?
أنت لم تنسى ما فعلوه بـ (إميل)، أليس كذلك يا (سباستيان)؟

Nasıl ateş edeceğini unutmadın değil mi?
انت لم تنسى كيف تصوب

5 yıl oldu, hala unutmadınız mı?
حتى بعد خمس سنوات لم تنسى

Görüyorum ki, sana öğrettiğim hiçbir şeyi Unutmamışsın.
أرى أنك لم تنسى شيئا علمته لك.

Bay Gillingham, umarım bir şey unutmamışsınızdır.
حسنا، سيد (جيلينغهام)، آمل أنك لم تنسى أي شيء.