Hayır, hayır gelmediler... Çünkü 911 servisinde ses kaydın yok. | Open Subtitles | لم يأتوا لأن مركز الطوارئ ليس لديه سجل لاتصالك بهم |
Bu pislikler sizi sevmiyor. Buraya iltifat etmeye gelmediler. Lanet imzanızı istemiyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الحمقى ليسوا من معجبيكم لم يأتوا ليقولوا لكم كم تبدين فاتنات |
Arkadaşlarını geri getiren uçak. Ne yazık ki yalnız gelmediler. | Open Subtitles | الطائرة ذاتها التي أعادت أصدقاءك لسوء الحظّ، لم يأتوا لوحدهم |
Eğer beş dakika içinde gelmezlerse onlarsız gideriz. | Open Subtitles | إذا لم يأتوا هنا خلال خمس دقائق فسنذهب بدونهم |
Jonas, Goa'uld binlerce yıldır buraya gelmedi. | Open Subtitles | جوناس، الجواؤلد لم يأتوا الى هنا منذ آلاف السنين |
- Dağların oradan gelmemişler. | Open Subtitles | لم يأتوا من خلال الجبال بل حفروا تحت المدينة |
Gayet iyi uyuyorum. Son zamanlarda öyle pek gelmiyorlar. | Open Subtitles | لا ، أنا أنام بخير كما أنهم لم يأتوا مؤخراً |
Dokuz aydır gelmemişlerdi. Ama bunlar farklı polislerdi. | Open Subtitles | نعم, انهم لم يأتوا منذ 9 اشهر لكن هؤلاء الشرطه مختلفين |
Polislerse, neden ekip arabalarıyla gelmediler? | Open Subtitles | لما لم يأتوا في دوريات إن كانوا من رجال الشرطة؟ |
Karımı öldürdüler ama cenaze törenine bile gelmediler. | Open Subtitles | لقد قتلوازوجتي، وهم حتى لم يأتوا جنازتها |
- Federaller göz altına almaya gelmediler, çünkü onlar sınıra odaklanmışlar, böylece onların gitmelerine izin verdik. | Open Subtitles | لكنّ الفيدراليين لم يأتوا ليأخذوهم لأنّهم يركزون على الحدود لذلك اضطررنا لإطلاق سراحهم |
gelmediler, böylece sen de hayatına devam ettin ve iki yıl sonra Angie aniden şehre geldi. | Open Subtitles | لم يأتوا, لذا عدت مجددًا إلى حياتك. وبعد سنتين عادت للمدينة فجأة. |
Tahminimce bu insanlar buraya dinî ibadetler için gelmediler. | Open Subtitles | أعتقد بأن كل هؤلاء الناس لم يأتوا للقيام بالأعمال الخيرية |
Hayır, hayır. Daha gelmediler. Ama gelince mesaj atarım, tamam mı? | Open Subtitles | لا ، لم يأتوا بعد ، لكنّي سأراسلكِ عندما يأتوا ، حسنا ؟ |
Ağır silahlarla gelmezlerse korunaklı bir yer. | Open Subtitles | إذا لم يأتوا مسلّحين كثيرا، فيجب أن يوفّر لنا حماية كافية. |
Üç saat içinde gelmezlerse, ben giderim. | Open Subtitles | أن لم يأتوا في خلال 3 ساعات, سأغادر المكان. |
Asgard gelmedi, çünkü biliyorlardı ki, gerekli değildi. | Open Subtitles | الأسغارد لم يأتوا بسبب أنهم يعلمون أن هذا ليس ضرورياً باال يعتقد بأشياء أخرى |
Bir ayak takımı ellerinde meşalelerle, gecenin bir yarısı evinizde belirirse mahalleye hoş geldiniz demek için gelmemişler demektir. | Open Subtitles | عندما تظهر عصابة أمام منزلك في منتصف الليل بمشاعل، لم يأتوا ليرحبوا بك في الحي |
Neden benim dolabıma da gelmiyorlar? | Open Subtitles | لماذا لم يأتوا خلال خزانتى أنا ؟ |
Evet. Dokuz aydır gelmemişlerdi. | Open Subtitles | نعم, انهم لم يأتوا منذ 9 اشهر لكن هؤلاء الشرطه مختلفين |
Öyle ki, buraya bu alkışlar için gelmeyen altı kişi olacak. | Open Subtitles | -ينتظر الخاسرون الستة اللذين لم يأتوا من أجل هذا التصفيق فقط |
Bu pencerelerden gelmedikleri kesin. Olay mahallinin burası olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | من الواضح أنّهم لم يأتوا إلى هذه النافذة لا أعتقد أنّ هذا المكان مسرح جريمتنا |
Paralarını almak için buraya gelmemelerine şaşırdım. | Open Subtitles | وأنا متفاجيء أيضاً أنّهم لم يأتوا إلى هنا ليأخذون أمواله. |
Özellikle daha önce eve gelmemiş kişileri. | Open Subtitles | خصوصاً الأشخاص الذين لم يأتوا للمنزل من قبل |