"لم يتأخر" - Traduction Arabe en Turc

    • geç değil
        
    • Geç kalmadı
        
    • geç kalmazdı
        
    Ama gitmeleri için fikirlerini değiştirmek için çok geç değil. Open Subtitles لكن الوقت لم يتأخر جداً لتغير رأيك حول مغادرة المكان
    Onu geri ara. Fikrini değiştirmek için çok geç değil. Open Subtitles اتصل بها مرة اخرى , لم يتأخر الوقت لتغيير رأيك
    Henüz geç değil. Hala evimi kurtarabilirsiniz! Open Subtitles الأمر لم يتأخر بعد لايزال بإمكانك إنقاذ منزلى
    Geç kalmadı leydim. Ancak günbatımında burada olur. Open Subtitles انه لم يتأخر سيدتى كان ينبغى ان يكون هنا مع غروب الشمس
    Beklememe gerek yok. David hiç geç kalmazdı. Bir engel çıksa mutlaka arardı. Open Subtitles ليس علىَّ الإنتظار.لم يتأخر هكذا من قبل لم يتأخر من قبل على الإطلاق.
    Küçük, mutlu elfin filmini izlemek için fazla geç değil. Open Subtitles . أن الوقت لم يتأخر بعد على مشاهدة فيلم عن جنى صغير سعيد
    Hey, çok geç değil. hala Senin için oraya gitmek istediğinizden Eğer, ben can. Open Subtitles لم يتأخر الوقت إذا أردت أن أذهب إلى هناك من أجلك ، فأنا أستطيع
    Sana iyi bir baba olabilmek için çok geç değil, değil mi? Open Subtitles لم يتأخر الوقت على أن أكون أباً لك، أليس كذلك؟
    O silahı. Çok geç değil. Silahı bana ver. Open Subtitles ضع ذلك السلاح على الأرض . لم يتأخر الوقت ، أعطني السلاح
    Her şeyi düzeltmem için geç değil! Sen, oradaki çocuk! Open Subtitles لم يتأخر الوقت كيّ أتغير، أنت أيها الفتى
    - Çok geç değil. Yeni dava diyorum. Yeni bir dava açılırsa haklılığınız kanıtlanır. Open Subtitles الوقت لم يتأخر, سوف أشهد وستكون هناك محاكمة جديدة
    Senin için çok geç değil. Aynı hataya düşme. - Nasıl gidiyor? Open Subtitles ولكن لم يتأخر الأمر جدابالنسبة لك ، لاتقع في الفخ كيف حالك ؟
    Uçmak için geç değil. Ne dersin? Open Subtitles لم يتأخر الوقتٌ بعد على طلبِ الدواءِ المخدر
    Dünya Shinobi'leri ile uzlaşmak için hala çok geç değil. Open Subtitles لم يتأخر الوقت بعد على التفاوض مع شينوبي الأرض.
    Bak, çok geç değil Koşulu bırakmak için. Kendini boşaltabilirsin, biliyorsun. Open Subtitles ولكن، لم يتأخر الوقت على التخلي عن ذلك يمكنك إزالة العبئ عن نفسك
    - Hayır, artık çok geç. - Hayır, çok geç değil. Sesini alçalt. Open Subtitles كلا, لقد تأخر الأمر - كلا, لم يتأخر الأمر -
    Şuna bakın. Kimse Geç kalmadı. Çok eğleneceğiz. Open Subtitles أنظروا في هذا، لم يتأخر أي أحد منكم عندما قلنا أننا سنستمتع في الرحلة
    Baban 30 yılda bir kere Geç kalmadı. Sense ilk haftanda iki kez geciktin. Open Subtitles منذ 30 عاماً، لم يتأخر والدك مرة واحدة أنت تأخرت مرتين في الأسبوع الأول
    - Geç kalmadı. - Ne? Open Subtitles لا لم يتأخر
    Profesör Proton televizyondayken hiç geç kalmazdı. Open Subtitles "لم يتأخر "البروفيسور بروتون أبداً عندما كان يقدم على التلفاز
    Gelir birazdan. Hiç geç kalmazdı o. Open Subtitles سيأتي حالاً - ولكنه لم يتأخر يوماً -
    Hiç bu kadar geç kalmazdı. Open Subtitles انه لم يتأخر هكذا من قبل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus