FBI işe yarar bir şey bulamamış. | Open Subtitles | مكتب الـ "أف بي آي" لم يجد أي شيء مفيد. |
Yerine dair bir şey bulamamış | Open Subtitles | لم يجد أي شيء في ذلك الموقع |
Arabayı bir yerde terk etmiş olmalılar, çünkü havadan takip edenler bir şey bulamadı. | Open Subtitles | أو ما أشبه لأن الدعم الجوي لم يجد أي شيء |
Cevabın Merlin'in kütüphanesinde bir yerlerde olduğundan emin, ama henüz bir şey bulamadı. | Open Subtitles | إنه مقتنع أن الإجابة في مكان ما "في مكتبة "ميرلين ,لكنه لم يجد أي شيء بعد |
Hiçbir şey bulamadı. | Open Subtitles | لم يجد أي شيء. |
Tom günlerdir arıyor ama bir şey bulamadı. | Open Subtitles | طوم) يبحث منذ ايام و لم يجد أي شيء) |