Her şeyi bildiğini sanıyordum ama görünüşe göre ailesi ona söylememiş ve iyi karşıladığı söylenemez. | Open Subtitles | وافترضت أنه كان يعرف كل ذلك لكن على ما يبدو لم يخبره والداه أبدًا ولا يظهر أنه تقبل الأمر جيدًا |
Hiçkimse belgeye ihtiyacı olduğunu söylememiş. | Open Subtitles | لم يخبره أحد أنه يحتاج لتلك الوثيقة |
Hiçkimse belgeye ihtiyacı olduğunu söylememiş. | Open Subtitles | لم يخبره أحد أنه يحتاج لتلك الوثيقة |
Sessizlik konisi içinde olacağız. Birisi ona söylemediği sürece öğrenmez. | Open Subtitles | إسمع، نحن في محيط الصمت هنا، لن يعرف بالأمر ما لم يخبره أحد. |
Deden öldüğünde babanın ona söylemediği çok şey vardı, buna pişman oldu. | Open Subtitles | عندما توفي جدك... كان هناك الكثير من الأمور لم يخبره أبوك بها ،وقد ندم كثيراً لذلك |
Eğer Vaughn bilmiyorsa ya da başkan ona söylemediyse başkana yakın biri olmalı. | Open Subtitles | إذاً، إن لم يكن (فون) يعلم و الرئيس لم يخبره |
Eğer Vaughn bilmiyorsa ya da başkan ona söylemediyse başkana yakın biri olmalı. | Open Subtitles | إذاً، إن لم يكن (فون) يعلم و الرئيس لم يخبره |
Kimse ona, mürettebatın menüde olmadığını söylememiş. | Open Subtitles | لم يخبره أحد أن الطاقم ليس ضمن القائمة |
Kimse ona, mürettebatın menüde olmadığını söylememiş. | Open Subtitles | لم يخبره أحد أن الطاقم ليس ضمن القائمة |
Kimse ona nereden geldiğini söylememiş. | Open Subtitles | لم يخبره أحد من أين أتى |
John'a ne yaptığını anlatmış ama nerede olduğunu söylememiş. | Open Subtitles | أخبر (جون) بما فعله، ولكن لم يخبره بمكان فعلته. |
- Neden ona gerçeği söylememiş? | Open Subtitles | لِم لم يخبره بالحقيقة؟ |
Rahip Baines bir şey söylememiş olmalı. | Open Subtitles | لابد أن " باينز " لم يخبره |