Asuma, şu an köy Eşi benzeri görülmemiş bir tehlikeyle karşı karşıya. | Open Subtitles | أسوما، القرية حالياً في خطرِ لم يسبق له مثيل |
Eşi benzeri görülmemiş bir gece umuyoruz. | Open Subtitles | نحن نتوقع إقبالا الليلة لم يسبق له مثيل. |
Ancak söz konusu mesele, Eşi benzeri görülmemiş bir şey. | Open Subtitles | ولكن ما نتحدث عنه لم يسبق له مثيل تماماً |
Amerika Birleşik Devletleri adına... bu anlaşmanın imzalanması eşi görülmemiş bir gelişmeyi... ve iki büyük ulusumuz arasında işirliğini başlatacaktır. | Open Subtitles | نيابة عن الولايات المتحدة الأمريكية , في توقيع هذة المعاهدة التي ستكون فاتحة أزدهار لم يسبق له مثيل وتعاون بين دولتينا العظيمتين |
Yani, bugüne dek eşi görülmemiş bir başarı olacak. | Open Subtitles | أعني، هذا سيكون إنجاز لم يسبق له مثيل |
Daha önce hiç görmedim, adamım. | Open Subtitles | لم يسبق له مثيل من قبل، رجل |
...öncesinde hiç içmedim. | Open Subtitles | ولكن لم يسبق له مثيل من قبل. |
Eşi benzeri görülmemiş bir ödül bu Sam. | Open Subtitles | هذا الأمر لم يسبق له مثيل يا سام. |
Çocuğun sistemimizle olan etkileşimi daha önce Eşi benzeri görülmemiş bir şey. | Open Subtitles | تواصل الفتى بشبكتنا لم يسبق له مثيل |
Eşi benzeri görülmemiş bir şeydi. | Open Subtitles | شئ لم يسبق له مثيل |
Eşi benzeri görülmemiş bir durum. | Open Subtitles | هذا لم يسبق له مثيل |
Eşi benzeri görülmemiş bir görüntü. | Open Subtitles | مشهد لم يسبق له مثيل |
Bilmiyorum. Bu eşi görülmemiş bir durum. | Open Subtitles | لا أعرف هذا لم يسبق له مثيل |
Bu eşi görülmemiş bir zafer. | Open Subtitles | إنه إنتصار لم يسبق له مثيل |
Ön testler... Bu eşi görülmemiş bir şey. | Open Subtitles | هذا الشيء لم يسبق له مثيل |
Daha önce hiç görmedim. | Open Subtitles | لم يسبق له مثيل لها من قبل. |
...öncesinde hiç içmedim. | Open Subtitles | و لكن لم يسبق له مثيل من قبل |