"لم يكن لدينا" - Traduction Arabe en Turc

    • yoktu
        
    • olmazsa
        
    • yapmadık
        
    • olmasaydı
        
    • yokken
        
    • sahip
        
    • olmadı
        
    • olmazdı
        
    2006'dan önce , büyük camgözlerin genetik çeşitliliğine dair hiçbir bilgimiz yoktu. TED قبل 2006 لم يكن لدينا فكرة عن التنوع الجيني لأسماك القرش المًتشمسة
    Paramız yoktu, o yüzden küçük ucuz bir ilan verdik, hapishane hayatıyla ilgili bir çalışma için üniversite öğrencileri TED لم يكن لدينا المال، لهذا نشرنا إعلانا صغيرا رخيصا، طلبنا فيه طلبة جامعيين للتطوع لإجراء دراسة على حياة السجن.
    Yeni bir odaya geçtiğimizde ise bir süre mobilyamız dahi yoktu, biz de telefonu çöp kutusunun üzerine koyduk. TED وعندما انتقلنا إلى مكتبٍ جديد، لم يكن لدينا أثاث لبعضٍ من الوقت، لذا كنا نضع هواتفنا على حاوية نفايات.
    Mayolarımız yoktu, o yüzden biz de çıplak yüzdük. Ama tamamen karanlıktı. Open Subtitles لم يكن لدينا ملابس سباحة، لذلك سبحنا عاريان وكان المكان مظلمًا بالكامل
    Biz kızlar için hiç bir şey yoktu. Her şey yıldız erkekler içindi. Open Subtitles لم يكن لدينا نحن الفتيات شيء لنفعله لقد كان يلعب في فريق الرجال
    Başka seçeneğimiz yoktu. Bir keresinde tekrar nefes almaya başlamıştı. Open Subtitles لم يكن لدينا خيار آخر، ما إن بدأ يتنفس ثانية.
    Askere ilk alındığımızda biz üç kardeşin başka şansı yoktu. Open Subtitles في اول مره التحقنا بالجيش لم يكن لدينا اي خيار
    Ben buraya geldiğimde hiç mutlu müşterimiz yoktu. TED ذهبت إلى هناك ، لم يكن لدينا أي زبون سعيد.
    Ve elbett o zaman paramız yoktu; gitar çalıyor ve kazandığımızı yolladığımız mektuplar için pullara yatırıyorduk. TED وبالطبع لم يكن لدينا المال، بل كنا كمن يلعب على الاوتار للحصول على الاموال التي علينا ارسالها من البريد
    Kaza geçirdiğim zaman kitle kaynak ve köklü işbirliği gibi sözcükler ortada yoktu. Ama kavram doğru çıktı -- TED لم يكن لدينا مصطلحات مثل حشد المصادر والتعاون الجذري عندما حدث لي الحادث ولكن الفكرة كانت موجودة
    O zamanlar etkilendiğimiz bir şey yoktu, o yüzden gizli tuttuğumuz bir kural listemiz vardı. TED لم يكن لدينا أي تأثير آنذاك، وبالتالي كانت لدينا قائمة سرية من القواعد أبقينا عليها لأنفسنا.
    Eski günlerde iyi görüntüler yoktu. TED لم يكن لدينا صور واضحة في الأيام الخوالي.
    Simultane olarak etkileşim içinde olan beyinlere bakabilecek cihazlarımız yoktu. TED فقط لم يكن لدينا الأدوات اللازمة لإلقاء نظرة على العقول المتفاعلة في نفس الوقت.
    Ölmek başarısız olmak gibi görülür ve birlikte savaşmaya dair bir kahramanlık öykümüz vardı ama gitmeye izin vermeye dair bir kahramanlık öykümüz yoktu. TED ينظر للموت وكأنه فشل وكانت لدينا روايتنا البطولية لنضالنا معا ولكن لم يكن لدينا رواية بطوليه لوداعنا
    Maalesef hiç paramız yoktu ve bunu gerçekleştirecek hiç aletimiz de yoktu. TED للأسف، لم يكن لدينا أي مال ولم يكن لدينا أي أدوات لفعل ذلك
    Dış iskeletimiz, deneğimiz yoktu, henüz hiçbir şey yapmamıştık. TED لم يكن لدينا هيكل خارجي، ولم يكن لدينا مرضى، لم ننجز أي شيء.
    Olayın olduğu yere önceden gitmiş, hastalığın ne olduğunu görmüş, yayılmasına ne kadar kaldığını bilen, gitmeye hazır bir grup epidemiyolojistimiz yoktu. TED لم يكن لدينا مجموعة من علماء الأوبئة مستعدين للذهاب لرؤية ما كان هذا المرض، ومعاينة مدى سرعة انتشاره.
    Gitmeye hazır medikal bir takımımız yoktu. TED لم يكن لدينا فريق طبي على استعداد للذهاب.
    Eğer 3 günün sonunda bir kazanan olmazsa bütün tasmalar otomatik olarak patlayacak! Open Subtitles إذا لم يكن لدينا فائز بها بعد 3 أيام كل القلادات ستنفجر أوتوماتيكياً
    Şunu açıklıkla söyleyeyim ki Eddie ve ben asla biraraya gelme planları yapmadık. Open Subtitles فقط لأجعل الأمر مستقيم جدا أنا و ايدي لم يكن لدينا أي خطط لنصلح ما بيننا
    ama eğer aynı zamanda müdahale için, tedavi için bir altyapımız olmasaydı bu TED لكن هذا سيكون غير أخلاقي لو لم يكن لدينا بنية أساسية للتدخل,
    Lazer işaretçimiz yokken kim bizi ciddiye alır ki? Open Subtitles من سيأخذنا على محمل الجد إن لم يكن لدينا قلم ليزر؟
    O zamanlar, 15 yıl önce, canlı bir beynin içine bakma ve yaşam süresi içerisindeki gelişimini takip etme imkanına sahip değildik. TED وفي ذلك الوقت ، أي قبل 15 عاماً، لم يكن لدينا القدرة على النظر داخل دماغ إنسان حيّ ومتابعة التطور خلال حياته.
    Yani hayatımızda hiç böyle insanlar olmadı, biliyorsun. Bize yardım etmek isteyen. Open Subtitles لم يكن لدينا ابدا اشخاص مثلهم كما تعلم الذين يودون تقديم المساعدة
    Dürüstmüş gibi davranmayı kes artık, size o parazitleri göndermeseydik Demir Maymun gibilere ihtiyaç olmazdı. Open Subtitles توقف عن التظاهر مثل الرجل الصالح ، وإذا لم يكن لدينا المجرمون مثلك ، لن تكون هناك حاجة للقرد الحديدي.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus