Belki Başka seçeneği yoktu. | Open Subtitles | لم تتصرف هكذا من قبل ربما لم يكن لديها خيار |
Başka seçeneği yoktu. Jenny ile gidemezdi. | Open Subtitles | لم يكن لديها خيار لم تستطع الذهاب مع " جيني " |
Onu rahat bırak! Başka seçeneği yoktu! | Open Subtitles | دعها و شأنها لم يكن لديها خيار |
Başka çaresi yoktu. | Open Subtitles | . لم يكن لديها خيار |
Ama karımın Başka çaresi yoktu. | Open Subtitles | لكن زوجتي... لم يكن لديها خيار. |
Bıçağı kullanmaktan başka çaresi kalmadı, dedektif. | Open Subtitles | لم يكن لديها خيار ولكن أن تمارس ذلك السكين، المخبر. |
Başka bir seçeneği yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديها خيار |
Başka seçeneği yoktu hanımefendi gerçekten. | Open Subtitles | لم يكن لديها خيار ، ماما |
Belki de Başka seçeneği yoktu. | Open Subtitles | ربما لم يكن لديها خيار آخر. |
Başka seçeneği yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديها خيار آخر |
Başka seçeneği yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديها خيار. |
Belki de Başka seçeneği yoktu. | Open Subtitles | ربما لم يكن لديها خيار |
Başka seçeneği yoktu Nick. | Open Subtitles | لم يكن لديها خيار يا (نيك). |
İleriki günlerde Lindsay'ın beklenenden erken biçimde otelden ayrılmaktan başka çaresi kalmadı. | Open Subtitles | فى الايام التاليه ليندسى لم يكن لديها خيار ... سوى ان تغادر الفندق قبل الموعد الذى خططت له |
Başka bir seçeneği yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديها خيار |