Yani, evet, senden önce değildi daha çok senin zamanında oldu. | Open Subtitles | اذن أجل, لم يكن من قبل ان يعرفك كان يعرفك وقتها |
Seni vurduğum için özür dilerim. Hiç de bilimsel değildi. | Open Subtitles | اسف لاني اطلقت النار عليك لم يكن من ناحيه علميه |
Bütün ikizler gibi onları da birbirinden ayırmak kolay değildi. | Open Subtitles | ، و مثل جميع التوائم لم يكن من السهل فصلهم |
O zamanlar nasıl kayıt tutulduğunu düşününce seni bulmamın hiçbir yolu yoktu. | Open Subtitles | مع طبيعة السجلات في تلك الأيام لم يكن من الممكن أن أجدك. |
Ama bunu tanımladıkları hâlde yanıt verecek kaynakları yoktu. | TED | لكن بعد الكشف عنه، لم يكن من موارد لمجابهته. |
Bu çalışmaya başladığımda, kadınları katılmaları için ikna etmek pek kolay olmadı. | TED | منذ أن بدأت هذا العمل، لم يكن من السهل إقناع النساء بالتعاون. |
Fakat hedeflerin kim olduğu veya gerçekte kimin operasyon yaptığı belli değildi. | Open Subtitles | لكن لم يكن من الواضح تماما من الأهداف فعلا، أو من المسؤول؟ |
Seni sevmeyi asla bırakmadığını bilmeni istiyorum. Bizi ayrı düşüren bu değildi. | Open Subtitles | تعرفين أني لا أنفك عن حبكِ ذلك لم يكن من فرق بيننا |
Oyun parkında olduğu gibi kimin kim olduğunu anlamak hep kolay değildi. | Open Subtitles | وكما في الساحة تماماً، لم يكن من السهل دوماً معرفة مَن يكون. |
Onu, babasının sevdiğinden daha çok sevmiş ki bunu söylemem şart değildi. | Open Subtitles | هو أحبها أكثر مما أحب أبيه والذي لم يكن من الضروري قوله |
Tekrar beraber olma konusunda tereddütlerin olduğu için sinirlenmem pek de adil değildi. | Open Subtitles | و اعتقد انه لم يكن من العدل أن اغضب عندما ترددت لاستئناف علاقتنا |
Belli ki Bourbon ordularını ön saflara göndermek Henry için yeterli değildi; | Open Subtitles | واضح بأنه لم يكن من الكافي ان يقوم هنري بأرسال جيوش الباربونس |
O zenciyi odada tutup, kızkardeşimi küçük düşürmeye hakkın yoktu. | Open Subtitles | لم يكن من حقك أن تبقي الزنجي في هذه الغرفة هذا سبب العار لأختي الصغرى |
Bu hesapta yoktu diyelim. | Open Subtitles | دعنا نقول ان هذا لم يكن من المُخطط لة من قبل |
Aramızda yabancılara yer yoktu. Hem de hiç. | Open Subtitles | لم يكن من غرباء من حولنا أبداً بكل تأكيد |
Yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Orada değilmişim gibi yaptım. | Open Subtitles | لم يكن هناك شئ يمكنني عمله لم يكن من المفترض أن أكون هناك |
Bugünün dersini çalıştım ama bu soru yoktu. | Open Subtitles | لقد حضرت نفسي لهذا الدرس ولكن هذا السؤال لم يكن من مضمونه |
Anlatmasına gerek yoktu. Oyunu gördüm. Hiç istek yoktu. | Open Subtitles | لم يكن من الضروري أن تخبرني رأيت المسرحية، ما كان هناك حرارة |
Hayatımda diğer adamın ortaya çıkmasını istediğim hiç bir buluşmam olmadı. | Open Subtitles | لم يكن من موعد في حياتي، إلا وأردت ألا يأتي مرافقي |
O yüzden onu doğru yere yönlendirmek çok zor olmadı. | Open Subtitles | لذلكـ لم يكن من الصعب أن أضعهُ على المسارِ الصحيح |
Bu numarayı almak kolay olmadı ama bu sana pahalıya patlayacak. | Open Subtitles | لم يكن من السهل الوصول لهذا العدد لكن هذه المكالمة ستكلفك |
- Görüntüsü pek de hoş olmayan bir manzara. - Korkunçtu. | Open Subtitles | ـ لم يكن من الرائع النظر إليها ـ لقد كان مروعاً |