"لم يلحظ" - Traduction Arabe en Turc

    • fark etmedi
        
    • farketmedi
        
    • fark edemedi
        
    • fark etmemişti
        
    Kimse fark etmedi. Taburenin üstünde durdum. Sen eleştirmen misin? Open Subtitles لم يلحظ أحد، فقد وقفت على طاولة هل أنت ناقدة؟
    Ne yazık ki biraz da bu öfkenin sonucu olarak Batı, 2001 yılında gerçekleşen başka bir olayın önemini fark etmedi. TED و للأسف كعائد جزئي لهذا الغضب لم يلحظ الغرب دلالة حدث اخر حدث أيضا في 2001
    Oda servisi faturası gelene kadar, kaybolduğumu fark etmedi. Open Subtitles لم يلحظ إني مفقود حتى تسلم فاتورة خدمة الغرف
    Artık çok geç olana kadar kimse farketmedi, öyle mi? Open Subtitles و لم يلحظ احد الامر حتى اصبح الوقت متأخراً ؟
    Bir yıl önce kadar, hayvanlar garip davranışlar sergilemeye başladı fakat kimse bunu fark edemedi. Open Subtitles قبل عام، بدأت الحيوانات تتصرف بشكل غريب لكن لم يلحظ أحد الأمر
    Onu vurduğumda, yokluğunu ...Robert da fark etmemişti. Open Subtitles لم يلحظ "روبرت" أنه كان مفقوداً أيضاً. عندما أطلقت النار عليه.
    Henri, değişikliği fark etmedi bile. Open Subtitles في حين أن هنري لم يلحظ عليّ أي اختلاف
    Ama 1958'de Charles David Keeling isimli bir denizbilimci atmosferdeki CO2 miktarını doğru bir biçimde ölçmenin bir yolunu geliştirene kadar hiç kimse bunu fark etmedi. Open Subtitles لم يلحظ أحداً هذا حتى عام 1958 عندما إبتكر عالم مُحيطات يُدعى تشارلز ديفيد كيلينج الطريقة التي تقيس بدقة كمية ثاني أكسيد الكربون
    Şu ana dek simülasyonda olduğunu fark etmedi. Open Subtitles وحتى الآن، لم يلحظ بأنهُ داخلَ محاكٍ.
    Evet ama içimden. Kimse fark etmedi. Open Subtitles أجل، لكن مع نفسي، لذلك لم يلحظ أحد
    Aziz gerçeği hiçbir zaman fark etmedi. Open Subtitles لم يلحظ القدّيس الحقيقة أبدا
    Kimse peruğu fark etmedi. Open Subtitles لم يلحظ أحد شعرك المستعار.
    Ama kimse bunu fark etmedi bile. Open Subtitles لم يلحظ أحد غيابى
    "Kimse fark etmedi bile. Open Subtitles لم يلحظ أحد منهم ذلك
    Bir şey fark etmedi. Open Subtitles لم يلحظ شيئاً
    - Son dakikaya kadar farketmedi bile. Open Subtitles ـ إنه لم يلحظ هذا إلا في اللحظة الأخيرة ـ ميلي
    Bu nedenle ayrıldığın zaman kimse farketmedi, yay ve okla. Open Subtitles وهذا هو السبب لم يلحظ أحد عند نقاط. مع القوس والسهم.
    Bir yıl önce kadar hayvanlar garip davranışlar sergilemeye başladı fakat kimse bunu fark edemedi. Open Subtitles ‫قبل عام، بدأت الحيوانات ‫تتصرف بشكل غريب ‫لكن لم يلحظ أحد الأمر
    Neden bunu daha önce kimse fark etmemişti? Open Subtitles لماذا لم يلحظ أي أحد ذلك مُسبقاً؟
    Ne söylediğinizi hiç anlamıyorum. Peder Leary yanlış bir şey fark etmemişti. Open Subtitles ليس لدي فكرة عما تقول, الأب (ليري) لم يلحظ أي نقص

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus