Kaçıran adam arayıp, Lindsey'nin karşılığında Caffrey ile buluşmak istedi. | Open Subtitles | لقد إتصل الخاطِف وطلب بمقابلة مع (كافري) كمبادلة ل (لندسي) |
- Lindsey kardeşine bunları öğretiyormuş. | Open Subtitles | لندسي تـُـعلم أختك الصغيرة هذه الأشياء |
Ajan Rice, Lindsey'i kaçıran insanları bulabileceğinizi düşünüyor. | Open Subtitles | العميلة(رايس) تعتقد أن بوسعك إيجاد الأشخاص الذين خطفو (لندسي) |
Lindsay'nin gittiğimizi anlamasına 30 saniye var. | Open Subtitles | بسرعة , أمامنا 30 ثانية قبل أن تلاحظ لندسي غيابنا |
Şişman kuzenim Lindsay mi? | Open Subtitles | هل هي ابنة عمي البدينة لندسي ؟ |
Lindsey'nin odasındaki her şey yerlere saçılmıştı. | Open Subtitles | كل شيء في غرفة (لندسي) كان مقلوبا رأساً على عقب |
Kendisi Lindsey'i geri verebileceğini söyledi tek şartı Caffey ile yüz yüze görüşmekti. | Open Subtitles | لقد قال بأنهُ سيعيد (لندسي) إذا قابل (كافري) وجهاً لوجه |
Çantasını saat dörtte Wilkes'e götüremezsem Lindsey'i öldürecek. | Open Subtitles | إن لم أوصِل حقيبتُهُ ل (ويلكس) في تمام الرابعة، فسيقتُل (لندسي) |
O akşamki olaylara dair, Bay Lindsey'in yeminli ifadesiyle birlikte her şey orada. | Open Subtitles | (كـله هنـا مع بيـان السيـدة (لندسي مؤيـدة أحـداث تلـك الليلـة |
Bunu sana Lindsey mi verdi? | Open Subtitles | لندسي, أعطتكِ هذا؟ |
Bak oğlum Lindsey'i bıraksana. | Open Subtitles | اسمع يا رجل ، وماذا بشأن (لندسي)؟ |
Lindsey sende mi acaba diye merak etmeye başladım. | Open Subtitles | لقد بدأت أشك بأن (لندسي) لديك اصلاً |
Bir dakika geç kalır veya ajan arkadaşlarını ararsan ben de birini ararım ve Lindsey... | Open Subtitles | ولكن تأخر لدقيقة واحدة أو إتصل بأصدقائك الفيدراليين، وسأقوم بعمل مكالمة و (لندسي)... |
Lindsey'e zamanında yetişemezseniz... | Open Subtitles | إن لم تصل ل (لندسي) في الوقت المناسِب... |
Her yerime sahip olabilirsin, Lindsey, aşkım, | Open Subtitles | يمكنكِ إمتلاكي (لندسي )، حبي |
Senden gerçekten hoşlanıyorum, Lindsey. | Open Subtitles | تعجبينيفعلاً،(لندسي) |
Jack, Lindsay. Lindsay, Jack. | Open Subtitles | ( جاك ) هذه ( لندسي ) ( ليندسي ) هذا ( جاك ) |
Biliyorsun, beni birlikte çalıştığı şu sıska şeyle, Lindsay'le koca sahte şeyleri olan karıyla aldatıyordu. | Open Subtitles | لقد كان يخونني مع تلك الحقيرة الذي يعمل معها (لندسي)، من تملك أثداء ضخمة زائفة |
Herkez oradaydı, Lindsay Bosier bile. | Open Subtitles | الجميع كان هناك، حتى (لندسي بوسير). |
Eğer bu Prens, Lindsay Lohan'la kırıştırmıyorsa, saklaması gereken ne var bilmiyorum. | Open Subtitles | ...باعتبار أن الأمير لا يواعد لندسي لوهان) لا أعرف ) ماذا لديه ليخبئه |
Lindsay Lohan'i düzdüm. | Open Subtitles | لقد ضاجعت "لندسي لوهان" |