Şunu Kabul edelim. Kimse seni olmamış bir cinayet yüzünden asmaz. | Open Subtitles | لنواجه الأمر ، لا يمكنهم شنقك لجريمة قتل غير متعمدة |
Kabul edelim. Aramızda kalsın ama neredeyse 100 yaşındayız. | Open Subtitles | أعني، لنواجه الأمر بيننا، نحن على وشك أن نصل الى سنة ال100 سنة |
Biz, Charmed Ones gibi bakabilirsiniz ama o da Kabul edelim, bizim oyunculuk berbat. | Open Subtitles | ربما نستطيع أن نشبه المسحورات ولكن لنواجه الأمر ؛ تمثيلنا سئ |
Seni başkan yardımcısı yaptığım için memnunum ama bu seferki işte çuvalladığını Kabul et. | Open Subtitles | أنا سعيد أنني جعلتك مهماً لكن لنواجه الأمر لقد أخفقت في هذه |
Hadi yüzleşelim, Yeşil Ranger Rita'nın kozuydu. Onu oynadı ve kazandı. | Open Subtitles | لنواجه الأمر, المغامر الأخضر هو ورقة ريتا الرابحة وقد لعبتها وفازت |
Bununla yüzleşelim. Bu pislikleri Tanrı yaratmışsa... | Open Subtitles | أعني، لنواجه الأمر إذا خلق الرب نصف هذا الهراء |
Bu çok hoş ama dürüst olalım. Bir dul değilim. Pek sayılmaz. | Open Subtitles | ذلك لطيف، لنواجه الأمر إنني لست بأرملة صحيح، ليس تماماً |
Kabul edelim. O en büyük. | Open Subtitles | لنواجه الأمر , إنه الأشهر كابتن فريق السلة |
Kabul edelim. O en büyük. | Open Subtitles | لنواجه الأمر , إنه الأشهر كابتن فريق السلة |
Kabul edelim ki bir boşluğu doldurmak için yemek yiyoruz. Ama daha sağlıklı beslenmeye başladığımdan beri artık o kadar aksi olmadığımı fark ettim. | Open Subtitles | لنواجه الأمر كلانا نعاني , لكن عندما بدأت بتناول أطعمة صحيّة , لاحظت أن مزاجي تغيّر |
Ben varlıklı bir adam, ama Kabul edelim soğuk kanlılıkla birini öldürüp bundan kazanç elde edemezsiniz. | Open Subtitles | ،أنا رجل ثري لكن لنواجه الأمر لاينبغي القيام بقتل أحد بدم بارد وإستغلال ذلك |
"Ama, Kabul edelim, bunu başaramayacak. O yüzden neden benim için çalışmıyorsun?" dedi. | Open Subtitles | لكن لنواجه الأمر , هو صغير لم لا تأتي للعمل معي ؟ |
Gerçekleri Kabul edelim. | Open Subtitles | لماذا وضعت صورة لي وليس لنفسك؟ حسناً , لنواجه الأمر |
Kabul edelim ki, yüzümde "lisede kahraman, hayatta sıfır" yazıyor. | Open Subtitles | لنواجه الأمر بطل مدرسة, في الحياة لاشئ كل هذا مكتوب عني |
İşin gerçeği, zaten sana bir faydası olmazdı, çünkü Kabul edelim ki endüstri kadın sesi sıkıntısı çekmiyor. | Open Subtitles | وحقيقة الأمر على الأرجح هذا لن يفيدك في شيء لنواجه الأمر , أن الصناعة لا تحتاج صوتاً نسائياً |
Yani, işinin ehli, pragmatist, ama Kabul edelim ki bu sırf Kongre'ye kafa sallamak, kendi adamlarını yerleştirmek içindir. | Open Subtitles | مجتهد، واقعي، محترم، لكن لنواجه الأمر هذه ربما مجرد إيماءة للكونغرس إختيار واحد منهم |
Elbette çok üzgünüm ancak Kabul edelim, bir yıldan uzun süredir ölüydü zaten. | Open Subtitles | أنا حزين بالطبع, ولكن لنواجه الأمر.. لقد كان ميتاً منذ سنة |
Kabul edelim ki, çarpılmışız, bu çılgınca. | Open Subtitles | لنواجه الأمر, نحن مشغولين, إنّه أمر جنوني |
Ama Kabul et, gerçek bir politik anlam taşımayacak. | Open Subtitles | لكن لنواجه الأمر لن يكون لهذا أى معنى سياسى |
Hadi yüzleşelim, eğer onlar benim yaşımda olsaydı hala bekar olacaklardı yani bu da bir sebep olacaktı. | Open Subtitles | أعني, لنواجه الأمر, إذا كنّ بعمري وما زلن عازبات فلابد أن هنالك خطب ما |
Bununla yüzleşelim. Enkaz halindeyim. | Open Subtitles | لنواجه الأمر أنا كالمنزل الآيل للسقوط |
Yani, dürüst olalım. | Open Subtitles | اقصد.. لنواجه الأمر |
Ki, doğruya doğru hayatı boyunca bizi bu kadar bile düşünmedi. | Open Subtitles | والذي ، لنواجه الأمر أكثر بكثير مما فكر به يوماً معنا |