Aptallaşma sevgilim. Sık sık baygınlık nöbetleri geçiriyorum, biliyorsun. | Open Subtitles | لا تكن سخيفاً ، كثيراً ما تعرضت لنوبات إغماء |
O günden beri depresyon nöbetleri geçiriyor ve kendisine zarar veriyor. | Open Subtitles | ومن حينها وهو يتعرض لنوبات اكتئاب وإيذاء للنفس |
Sabah bulantısı nöbetlerine karşı hassas olmaya başlamıştım ve hava rıhtım boyunca tam olarak ferah olmasa da geçici pansiyonumuzun yakın civarından çok daha iyiydi. | Open Subtitles | بدأت أصبح عرضةً لنوبات غثيان الصباح وبينما هواء المرسى لم يكن نقي |
Evet, ben muhalif, paranoyak, şiddetli öfke nöbetlerine eğilimi olan, kişisel mülkiyete saygısı olmayan, otoriteyi ve toplum kurallarını tanımayan biriyim. | Open Subtitles | نعم, انا.. جريئة, مرتابة, ميالة لنوبات غضب عنيفة لا أملك أي احترام للأملاك الخاصة |
Bunun çok önemli olduğunu düşündüğümden fazladan mesai yapacağım. | Open Subtitles | حسناً ، سوف أعمل لنوبات إضافية لأن أعتقد بأن تلك الرحلة مهمة |
Bu geceki gözetimde çift vardiya çalışmamız gerekecek. | Open Subtitles | علينا العمل لنوبات مضاعفة خلال المراقبة الليلة |
Bu beni kalp krizi için yüksek risk sınıfına sokuyordu. | Open Subtitles | و هذا يضعني في قائمة الأكثر خطورة للتعرّض لنوبات القلب. |
O günden beri depresyon nöbetleri geçiriyor ve kendisine zarar veriyor. Beyin travması, D-5. | Open Subtitles | منذ ذلك الحين وهو خاضع لنوبات كآبه وتشويه ذاتي |
Günlük olarak hafıza kaybı ve yönelim bozukluğu nöbetleri geçiriyor. | Open Subtitles | يتعرض لنوبات فقدان الذاكرة وتوهان على أساس يومي |
Bu bilgiyi polise ilettik, onlar da Thomson'ın uyuşturucu bağımlısı olduğunu buldu, ayrıca psikoz nöbetleri geçirdiğine dair tıbbi kaydı da varmış, antidepresanın yazılma sebebi de buymuş. | TED | مررنا هذه المعلومة للشرطة، واكتشفوا، أن طومسون في الواقع مدمن مخدرات، ولديه أيضًا سجل طبي لنوبات ذهنية، التي من المفترض أن مضادات الإكتئاب وُصِفَت له. |
Bu Cyril'ın şiddet nöbetlerine yönelik uzun vadeli bir çözüm değil. | Open Subtitles | لن يكونَ هناكَ حلٌ طويل الأمَد لنوبات (سيريل) العنيفة |
Maçta. Balayına çıkacaksak ikimizin de daha çok fazla mesai yapması lazım dedim. | Open Subtitles | قد أخبرته إذا استطعنا يوما أن نحظى بشهر عسل، فعلى كلانا أن نعمل لنوبات إضافية |
Ethan'ın özel okulu ve terapilerini ödemek için fazladan mesai yapıyormuş annesiyle yalnız bırakıyormuş. | Open Subtitles | كان يعمل لنوبات إضافية ليدفع مُقابل المدرسة الخاصة لـ " إيثان " وجلسات العلاج تركها بمفردها معه |
Bu geceki gözetimde çift vardiya çalışmamız gerekecek. | Open Subtitles | علينا العمل لنوبات مضاعفة خلال المراقبة الليلة |
İki haftadır çift vardiya çalışıyordu. | Open Subtitles | كان يعمل لنوبات مضاعفة متصلة طوال الإسبوعين المنصرمين |
İki haftadır çift vardiya çalışıyordu. | Open Subtitles | كان يعمل لنوبات مضاعفة متصلة طوال الإسبوعين المنصرمين |
Bu onu sadece 2. tip şeker hastası değil, kalp krizi ve inme için öncelikli bir aday da yapıyordu. | Open Subtitles | و هذا لم يجعله مريض بالسكري من النمط 2 فقط، بل و مؤهلاً بشكلٍ كبير للتعرّض لنوبات و جلطات القلب. |