Ben de seninle konuşmuyorum çünkü burada olmayı istemiyorsun kahrolası. | Open Subtitles | لن أتحدث معك مجددا... لأنك لا تريد أن تكون معي... |
Artık seninle konuşmuyorum. | Open Subtitles | لن أتحدث معك بعد الآن |
Artık seninle konuşmuyorum. | Open Subtitles | لن أتحدث معك بعد الآن |
- Artık Seninle konuşmayacağım. | Open Subtitles | لن أتحدث معك أكثر من ذلك ألا تريد أن تريني وجهك ؟ |
Seninle konuşmamın doğru olmaması bunu Seninle konuşmayacağım anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | أنه لا ينبغي أن أحادثك حول هذا الموضوع لا يعني أنني لن أتحدث معك بشأن ذلك |
Bu konu hakkında Seninle konuşmayacağım. | Open Subtitles | أنا لن أتحدث معك بخصوص هذا |
Bir açıklama yapmayacağım, ama o tabloya bakmaya çalışırsan, Seninle bir daha asla konuşmayacağım. | Open Subtitles | لكن إذا حاولت رؤية هذه اللوحة ، فكلمة شرف مني ، لن أتحدث معك بعد الآن أبداً |
Artık seninle konuşmuyorum Zack. Tamam mı? | Open Subtitles | أنا لن أتحدث معك مجددا يا "زاك" ,حسنا؟ |
Seksten sonra, seninle konuşmuyorum! | Open Subtitles | بعد الجنس لن أتحدث معك |
Anne. Anne! seninle konuşmuyorum. | Open Subtitles | أمي لن أتحدث معك |
- Hayır, seninle konuşmuyorum ben. | Open Subtitles | لا. لن أتحدث معك. |
Artık seninle konuşmuyorum. | Open Subtitles | لن أتحدث معك أكثر من ذلك |
seninle konuşmuyorum. | Open Subtitles | أنا لن أتحدث معك |
Ama Seninle konuşmayacağım. Omar kendisi aramalı. | Open Subtitles | ولكن لن أتحدث معك حيال هذا الأمر يجب على (عمر) أن يتحدث معي بنفسه |
Bu haldeyken Seninle konuşmayacağım. | Open Subtitles | لن أتحدث معك وأنت بهذه الحالة |
Seninle konuşmayacağım, dedim! | Open Subtitles | لقد قلت : لن أتحدث معك |
Peki, Seninle konuşmayacağım. | Open Subtitles | حسناً ، أنا لن أتحدث معك |
Seninle konuşmayacağım. | Open Subtitles | لن أتحدث معك |
Seninle konuşmayacağım. | Open Subtitles | لن أتحدث معك |
Ve seninle bir daha asla konuşmayacağım. | Open Subtitles | لكني أيضاً لن أتحدث معك أبداً مجدداً. |
Ben Wheeler, seninle bir daha asla konuşmayacağım. | Open Subtitles | (بين ويلير) , أنا لن أتحدث معك أطلاقاً |