"لن أشعر" - Traduction Arabe en Turc

    • hissetmeyeceğim
        
    • hissetmem ama
        
    • hissetmezdim
        
    Kendimi bundan sorumlu hissetmeyeceğim. Yapabileceğim her şeyi yaptım. Open Subtitles لن أشعر بالذنب من أجل هذا لقد فعلت ما بوسعي
    Ne dedikleri umrumda değil. Daha güçlü bir polisimiz olmadığı sürece bu kasabada güvende hissetmeyeceğim. Open Subtitles لا يهمني ما يقولون ، لن أشعر بالأمان بهذه المدينة حتى نحصل على شرطة أفضل
    Ama işleri anlayana kadar suçlu hissetmeyeceğim. Open Subtitles لكن لن أشعر بالذنب حتى أضع وجهاً بشرياً لهذا
    hissetmem ama kendini iyi hissedeceksen vur madem. Open Subtitles مع أنني لن أشعر به . لكن إذا جعلك هذا تشعرين بتحسن ، عندها إفعليها
    Dokunsam yanan muma Acı hissetmem ama Open Subtitles إذا لامست شمعة مشتعلة لن أشعر بألم
    Oo iyi, sen sağlamlaştırana kadar... bir şeyleri çekiştirirken kendimi güvende hissetmezdim. Open Subtitles جيد، لأنني لن أشعر بالأمان وأنا أشد بقوة أي شئ حتى تصلحه
    Böylece sen bana tarih için kızgın olmayacaksın ben de suçlu hissetmeyeceğim. Open Subtitles أجل، و لن تغضبي مني بشأن الموعد و لن أشعر بالذنب
    En azından şimdi işi alırsan, zamanımı harcamışım gibi hissetmeyeceğim. Open Subtitles على الأقل لو حصلت على الوظيفة لن أشعر اني أضعت وقتي
    Buradan gittiğimde sizin hissettiğinizden daha fazla suçlu hissetmeyeceğim. Open Subtitles عندما أرحل عن هنا لن أشعر بالذنب أكثر منكما
    Kendimi bir dakika daha üzgün, kızgın ya da acınası hissetmeyeceğim. Open Subtitles لن أشعر بالحزن أو الغضب أو الشفقة لدقيقة أخرى،
    Zafer dolu. Öldüğümde hiçbir şey hissetmeyeceğim, fakat hissedebilecek olsaydım zafer kazanmış gibi hissederdim-- sadece yaşayabildiğim ve bu muheşem gezegende yaşamış olduğum için ve buralardan gitmeden önce, en başta burada olma nedenime dair bir şeyleri anlayacak kadar şanslı olduğum için. TED سأشعر, لن أشعر بشئ ولكني اذا استطعت .. سأشعر بالانتصار لأنه تسنت لي فرصة الحياة، ولانني عشت على هذا الكوكب الرائع، وأتيحت لي الفرصة لأفهم شيئا عن سبب وجودي في الحياة قبل أن أموت.
    Ve artık kendimi kötü hissetmeyeceğim. Open Subtitles و لن أشعر بالسوء من ذلك بعد الآن
    Ve artık kendimi kötü hissetmeyeceğim. Open Subtitles و لن أشعر بالسوء من ذلك بعد الآن
    Yarın farklı hissetmeyeceğim, Joe. Open Subtitles لن أشعر بشيء مختلف في الصباح جو
    Şimdi; "Sinek ısırığından başka bir şey hissetmeyeceğim" de. Open Subtitles و الآن قل, "لن أشعر بأي شيء سوى "لسعة صغيرة
    Ödeşene kadar kendimi asla iyi hissetmeyeceğim. Open Subtitles لن أشعر بالتحسن حتى أحصل على آنتقامي.
    Astrid, ne olursa olsun Valhalla'da hiç acı hissetmeyeceğim. Open Subtitles - OH، ASTRID، ما قد كان. [العظام الطحن] [همهمات] أنا لن أشعر بألم في VALHALLA.
    Dokunsam yanan muma Acı hissetmem ama Open Subtitles إذا لامست شمعة مشتعلة لن أشعر بألم
    Size kumaş yumuşatıcılarından bahsetmemiş olsaydım kendimi iyi hissetmezdim. Open Subtitles لن أشعر بشعورٍ جيد عندها إن لم أخبركِ عن منتجنا مطري الأقمشة
    Yani senin yerinde olsam onun için kötü hissetmezdim. Open Subtitles لذا لن أشعر بالأسف العميق حــــياله لو كنـــــــت مكانك.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus