"لن أنتظر" - Traduction Arabe en Turc

• beklemeyeceğim
• bekleyecek değilim
• bekleyemem
• beklemem
• beklemezdim
• beklemiyorum
• beklemek istemiyorum

Hayır, lobide beklemeyeceğim. Burada ne tür bir miki fare operasyonu yapıyorsunuz?
كلا، لن أنتظر في الرّواق، أيّ نوعٍ من عمليّـات الكرتونيّة تفعلونها هنا؟

Oyalanacak zamanım yok ve yeni bir saldırı başlatmalarını beklemeyeceğim.
ليس هناك وقت لأضيعه، لن أنتظر حتى يحدث هجوماً آخر

tavan arasına bakmak için bir adamın gelmesini bekliyorum yarına kadar beklemeyeceğim şu anda gidiyorum.
أنا لن أن أنتظر رجل شجاع ليتفحص العلية وأنا بالتأكيد لن أنتظر للغد, سأذهب الآن

Geceyarısına kadar oturup bu aptalların muhabbetlerinin bitmesini bekleyecek değilim.
لن أنتظر الليل بطوله ، هذين العجوزين لإنهاء نعاسهما

Orada cesur adamlar ölüyor. Bir saat bile bekleyemem. Bir dakika bile.
الرجال الشجعان يموتون هناك , لن أنتظر ولا ساعة , ولا حتى دقيقة

Acele etmemiz lazım demiştim, bir dahaki kesinlikle sefere beklemem.
علينا أن نسرع. أحذرّك، في المرّة القادمة لن أنتظر.

Ben olsam fazla beklemezdim. Yaşlılık, uyuşturucudan bile beter.
لن أنتظر طويلاً أكثر سيشيخكِ أسرع من المخدرات

Evet, kurtarılmayı beklemiyorum ve ölmeyi de beklemiyorum.
نعم ولكني لن أنتظر إلى أن يتم إنقاذي ولن أنتظر الموت

Hayır, anne, hayır. Herhangi birşey için artık beklemek istemiyorum.
لا يا أمي، لن أنتظر اكثر من ذلك من أجل لا شيء

"Son damlayı beklemeyeceğim.
لن أنتظر حتى ينهال عليّ دلو القذارة الأخير

beklemeyeceğim. Sular yükselmeden başlamalıyız.
أنا لن أنتظر من الأفضل أنا نبدأ قبل أن يجرفه التيار.

Burada kalıp beni bu ağaca asmalarını beklemeyeceğim!
كلا, لن أنتظر لحظة بجوار هذه الشجرة اللعينة, كلا

Fakat gelmelerini beklemeyeceğim. Nelerin kayıp olduğuna bakacağım.
ولكني لن أنتظر قدومهم سأقوم بمعرفة بالضبط ما الذي فقد

Burada erkek arkadaşımın beni aramasını beklemeyeceğim çünkü onur denen şey var bende.
لن أنتظر هُنا ،من أجل خليلي لكيّ يتّصل بي لأن لديّ بعض من الكرامةِ

Olmam gereken yere varmak için yaşlılığımı beklemeyeceğim.
لن أنتظر حتى أكبر بالسن لأرتقي إلى حيث يجب أن يكون مكاني

Donmuş bir kaldırımda tüm gece bir beşik için sırada beklemeyeceğim.
لا , لا أنا لن أنتظر في طابور على رصيف متجمد طوال الليل من أجل سرير

- Anlamak için bekleyecek değilim.
انه يقول الحقيقة ؟ أنا لن أنتظر للتأكد من ذلك

Laura bu malları altı ay... daha bekleyecek değilim.
(لورا) ، لن أنتظر ستة أشهر أخرى لإستلامها

Her neyse, bekleyecek değilim.
أياً كان ، أنا لن أنتظر

Orada cesur adamlar ölüyor. Bir saat bile bekleyemem.
الرجال الشجعان يموتون هناك , لن أنتظر ولا ساعة , ولا حتى دقيقة

Macera istiyorum. Birinin gelip beni alıp can sıkıcı bir eve götürmesini bekleyemem.
أريد المغامرة, لن أنتظر ذهابى إلى منزل يملؤه الضجر

Bazı çocukların aksine ben oturup da insanlara açıklayacak kadar iyi miyim değil miyim diye karar vermeni beklemem.
تعرفين, على عكس بعض الشباب فأنا لن أنتظر حتى تقررين هل أنا جيد بما فيه الكفاية أم لا لتخبري الناس عني

Ben olsam yeni konut sağlanmasını beklemezdim.
أعني ، لو كنت أنا ، لن أنتظر حتى أعيد تسكينها

Ben bu akşama kadar beklemiyorum, artık bitti.
لن أنتظر حتى الليلة. أنتهى الأمر الآن

- Ama öğrenmek için beklemek istemiyorum.
ولكن لن أنتظر في الجوار لمعرفة ذلك