"لن تأكل" - Traduction Arabe en Turc

    • yemeyeceksin
        
    • yemiyor
        
    • yemeyeceğini
        
    • yemeyecek
        
    • yemezsiniz
        
    Özür dilerim. Kefâret olarak üç boyunca et yemeyeceksin. Open Subtitles وللتكفير عن الذنب لن تأكل اللحم لمدة ثلاثة أشهر.
    Sen, senin için verilen işi yapacaksın, Veya yemek yemeyeceksin. Open Subtitles عليكانتعملبنصيبكفىاليوم , أو انك لن تأكل
    Tatlım, sen bulamacı yemeyeceksin ki, bulamaç seni yiyecek. Open Subtitles أوه ، عزيزي ، أنت لن تأكل الفونك الفونك سيأكلك
    Korsanların gösterisinde sorun çıkınca, korsanlar ziyaretçileri yemiyor ama. Open Subtitles ولكن لو تعطلت رحلة قراصنة الكاريبى لن تأكل القراصنة السياج
    Günaydın, Rudy. Lucrecia sığır eti yemiyor, biz de dana etine döneceğiz. Open Subtitles صباح الخير رودي, لن تأكل لوكريسيا تلت الأصابع
    Şimdi de Jenny artık asla yeşil bir şey yemeyeceğini söylüyor. Open Subtitles وتقول جيني أنّها ســوف لن تأكل أي شيء أخضر مرّة أخرى أبداً.
    Pekala ona yemek yemeyeceğini söyleyeceğiz. Open Subtitles حسناّ، إذن سنخبره بأنك لن تأكل
    Pek iştahı yok, yemeyecek. İkisini de alabilirsin. Open Subtitles . إنها فاقدة للشهية ، لن تأكل بإمكانكِ الحصول على كلاهما
    Olmaz, akşam yemeğini yemezsiniz sonra. Open Subtitles لا ، إذا أكلتها لن تأكل على العشاء
    Kağıt yığınının tamamını yemeyeceksin, değil mi? Open Subtitles ولكنّك لن تأكل حِزمة الورق كاملةً، أليس كذلك؟
    Çok fazla yemeyeceksin, ve çok geç saate kalmayacağız. Open Subtitles أنت لن تأكل كثيرا ولن نمكث طويلا
    Pirinç falan yemeyeceksin. Open Subtitles لن تأكل ذلك الرز
    Ben besleyene dek yemeyeceksin. Open Subtitles لن تأكل حتى اطعمك
    - Onu gerçekten yemeyeceksin. Open Subtitles لن تأكل هذا حقاً
    Odasına kapandı, bir şey yemiyor uyku uyumuyor, duvarlara yazı yazıyor... Open Subtitles انها تتحصن في غرفتها وقالت انها لن تأكل انها لا تنام، انها تكتب على الجدران
    Madam kabızmış, o yüzden yemiyor. Open Subtitles السيدة لديها إمساك ، لن تأكل
    Sadece yemeyeceğini biliyordum. Open Subtitles أعلم أنك لن تأكل
    Fakat o, gelecek ilkbahara kadar hiçbir şey yemeyecek. Open Subtitles لكنها لن تأكل مجدداً حتى حلول الربيع القادم
    Sanırım bir süre Japon yemeği yemezsiniz, ha? Open Subtitles لن تأكل طعام ياباني لفترة، صح؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus