Artık yeni ruhlar giremeyecek ve ben de parçalanmaya başlayacağım. | Open Subtitles | لن تدخل أرواح جديدة مما يُعنى بأن صحتى ستتدهور |
Hapse gitmiyorsun. Sana içeride güvenli yer ayarlamak için Antwon'la bir antlaşma yaptım. | Open Subtitles | لن تدخل السجن , لقد إتفقنا مع "أنتون " للحصول على معبر آمن للداخل |
İçeri girmeyeceğine söz ver. | Open Subtitles | انتى طلبتى منى الا ااتى اوعدنى انك لن تدخل بالداخل |
Yat limanına koysan olmaz mı? | Open Subtitles | لن تدخل إلى المرفأ؟ |
Oraya gitmeyeceksin! Sadece resim çekeceğini sanıyordum! | Open Subtitles | أنت لن تدخل, من المفترض أن تلتقط صوراً فقط. |
Bize bakmasına izin vermeyeceğim. girmeyecek, izin vermiyorum. | Open Subtitles | أننى لن أجعلها تراقبنا أنها لن تدخل ولن أتركها لن ـــ |
Eğer burada olmayı ummuyorsan... içeri giremezsin. | Open Subtitles | اذا كنت غير المتوقع هنا... أنت لن تدخل اذا |
- Cehenneme gitsem evime o çamurlu ayakkabılarla girmene izin vermem. | Open Subtitles | أنت لن تدخل مثل الجحيم بهذه الأحذية الموحّلة إلى منزلي |
Asteroid kümesinin içine girmeyeceksin, değil mi? | Open Subtitles | أنك لن تدخل فعلا إلى حقل نيازك؟ |
Drakula alt edilmeden bu ikisi öldürülürse... sülalelerinin dokuz nesli... asla cennete giremeyecek. | Open Subtitles | اذا تم قتلهم جميعا قبل قتل دراكولا فان 9 أجيال منهم لن تدخل بوابة القديس بطرس |
Hiçbir hayâli bir daha oraya giremeyecek. | Open Subtitles | لن تدخل أية شخصية روائية من هناك مجددًا. |
Hayır, hayır, hayır. Oraya gitmiyorsun. | Open Subtitles | لا، لا، لن تدخل هناك. |
Bir dakika. Oraya gitmiyorsun. | Open Subtitles | مهلاً، لن تدخل. |
Joseph Vadisindeki o çökükten sonra adam gibi test edilmeden bir daha madene girmeyeceğine ananın mezarı üzerine yemin eden sen değil miydin? | Open Subtitles | بعد انهيار الـ 90 ، في وادي جوزيف ألم تقسم على قبر أمّك بأنّك لن تدخل بدون أيّ دلائل ؟ |
Tuvaletler bu durumlarda çok kullanışlı ve Cuddy'nin buraya girmeyeceğine oldukça eminim. | Open Subtitles | اتّضح أنّ الحمّامات مفيدة في ذلك الموقف ويراودني تأكد نسبيّ أنّ (كادي) لن تدخل هنا |
Yat limanına koysan olmaz mı? | Open Subtitles | لن تدخل إلى المرفأ؟ |
Oraya gitmeyeceksin! Sadece resim çekecegini saniyordum! | Open Subtitles | أنت لن تدخل, من المفترض أن تلتقط صوراً فقط. |
O plastik patlayıcı içeri girmeyecek. | Open Subtitles | تلك المتفجرات البلاستيكية لن تدخل إلى هنا |
Eğer burada olmayı ummuyorsan içeri giremezsin. | Open Subtitles | اذا كنت غير متوقع هنا فأنت لن تدخل |
İçeri tek başına girmene izin vermem. | Open Subtitles | حسناً، لن تدخل وحدك. |
Ama bensiz içeri girmeyeceksin değil mi? | Open Subtitles | لكنك لن تدخل من دوني, اليس كذلك؟ |