"لن نبقى" - Traduction Arabe en Turc

    • kalmayacağız
        
    • kalmıyoruz
        
    • kalamayız
        
    • kalmıyor muyuz
        
    • kalmayacağımızı
        
    Khanka Gölü çok uzakta değil. Orada çok uzun kalmayacağız. Open Subtitles بحيرة خانكا ليست بعيدة لن نبقى هناك طويلا
    Öğrenecek kadar burada kalmayacağız. Buradan çıkmanın bir yolu olmalı. Open Subtitles لن نبقى هنا حتى نعرف لا بد من وجود طريق للخروج
    L.A.'a vardığımızda kuzenimde kalmayacağız. Open Subtitles عندما نصل إلى لوس أنجليس، لن نبقى مع إبن عمي
    Bir buket yapıp yanına al, çünkü burada kalmıyoruz. Open Subtitles إقطعي نفسكِ إلى بافقة لكي تأخذيها معكِ لاننا لن نبقى
    Bir dakika bile kalamayız. Kuzeye gitmem lazım. Open Subtitles لا لن نبقى دقيقة إضافية ينبغي أن نذهب نحو الشمال
    Ne yani Rio'da kalmıyor muyuz? Open Subtitles إذاً، لن نبقى فى (ريو)؟
    Birlikte kalmayacağız. Hanedanlığı korumalıyız. Open Subtitles لن نبقى سوية يجب أن نحمي السلالة الحاكمة
    Hayır. Erken filan değil. Randevumuz var ve burada kalmayacağız. Open Subtitles لا، لا ، ليس مُبكرًأ لن نبقى طويلاً، إنهُ موعد ليلي
    Çok kalmayacağız, eve götürmem gerek. Open Subtitles لا بأس، لن نبقى هنا. يجب أن آخذها إلى البيت
    - Bir daha gelme hala. - Daha fazla burada kalmayacağız. Open Subtitles لا تعودي يا عمتي، لن نبقى هنا لفترة طويلة.
    Onu dinlemeyin. Burada o kadar uzun süre kalmayacağız. Open Subtitles لا تستمعوا إليه، لن نبقى هنا كل هذا الوقت.
    Aslında, yemek için kalmayacağız. Open Subtitles في الحقيقة، نحن لن نبقى للغداء
    kalmayacağız. Sadece Vorenus ile konuşmaya geldim. Nerede o? Open Subtitles . نحن لن نبقى جئت فقط للحديث مع فورينوس .
    Nasılsa uzun süre kalmayacağız. Open Subtitles أعتقد أننا لن نبقى هنا طويلاً.
    Çocuğu şımartmak için burada kalmayacağız. Open Subtitles لن نبقى هنا لنحرس الطفل المدلل
    Olmaz dostum! Senin pipi kesen ailenle bu evde yalnız kalmıyoruz. Open Subtitles لا يمكن يا رجل، لن نبقى في منزلك مع والديك قاطعيّ العضو
    Unutmayın, radyasyon limitini aşınca orada kalmıyoruz. Open Subtitles تذكروا , أننا لن نبقى بعد كمية الإشعاع المحدودة
    Hayır. Çok erken değil kalmıyoruz. Randevumuz var. Open Subtitles لا، لا ، ليس مُبكرًأ لن نبقى طويلاً، إنهُ موعد ليلي
    Eğer adamı bulamazsak, karanlıkta tarlada kalamayız değil mi? Open Subtitles لن نبقى في الذرة بعد مغيب الشمس إن لم نعثر على الرجل،
    Ormanın ortasında kalmayacağımızı biliyorsun değil mi? Open Subtitles ، انتظر ، لكن أتدرى أننا لن نبقى فى الغابات ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus