onu bırakıp gitmek size saygı duymasını sağlamayacaktır. | Open Subtitles | أبتعادكم عنها ، لن يجعلها تحترمكم مجدداً |
Bu da anneni geri getirmez ama onu hatırlamana yardımcı olur. | Open Subtitles | حسنا , هذا لن يجعلها تعود أيضا لكنها سوف تُبقى ذكراها بجانبك |
Güzel bir cinsel iliski onu kendini düsünmekten alikoymayacak. | Open Subtitles | الجنس اللطيف لن يجعلها تمتنع عن التفكير فى نفسها |
Vücudundaki her bir hücrenin onu yaşatmak istediğini biliyorum ama onu hayatta tutmak sana oğlunu geri getirmeyecek. | Open Subtitles | أعلمُ أن كلّ جزءٌ من جسمُك يريدها أن تبقى حيةً، لكن التمسُك بها لن يجعلها تعود. |
Güzel bir cinsel ilişki onu kendini düşünmekten alıkoymayacak. | Open Subtitles | الجنس اللطيف لن يجعلها تمتنع عن التفكير فى نفسها |
onu daha çekici yapmayacaktır ama 3 saat boyunca dayanmanızı sağlayacaktır. | Open Subtitles | لن يجعلها مثيرةً أبداً لكنّه سيجعلك غير ! مهتمٍ بذلك لثلاث ساعات |
- Ruj sürmek onu fahişe gibi göstermez ya. | Open Subtitles | -أحمر الشفاه لن يجعلها تبدو كعاهرة -نعم ، سيجعلها كذلك |
Başkanın oğlunu öldürmek onu zengin yapmaz. | Open Subtitles | قَتلُها لإبن الرئيس لن يجعلها ثرية |
Ona Haloperidol ver. Haloperidol onu uyutamaz. Ona Benzo ver, direkt indirir. | Open Subtitles | ذلك لن يجعلها تنام أعطها (بنزو) سيجعلها تسقط نائمة بسرعة |
Nedense, onu iyi hissettirmeyecekmiş gibi geliyor bana. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا لن يجعلها تتحسن |
Bu onu çalıştırmayacak. | Open Subtitles | هذا لن يجعلها تعمل |
Ona gözünü dikmeye devam edebilirsin fakat bu onu üzmeyecektir. | Open Subtitles | تحديقك بها لن يجعلها تختفي |
Rosalee, Bayan Mary ile oynayamayacak yaşa geldiğinde onu benim gibi tarlaya koymadı. | Open Subtitles | عندما تكبر (روزلي) على اللعب مع الآنسة (ماري) هو لن يجعلها تخرج للعمل في الحقول مثلي |
Ve Tanrı Jüpiter bile onu kendine çekemezdi. | Open Subtitles | و (جوف) بنفسه لن يجعلها تهتمّ به |
Bu sadece onu bir şehit yapar. | Open Subtitles | {\pos(190,200)}لن يجعلها هذا سوى شهيدة |