"لن يعترف" - Traduction Arabe en Turc

• itiraf etmeyecektir
• kabul etmez
• itiraf etmez
• asla itiraf
• kabul etmiyor
• kabul etmeye yanaşmıyor

Ama nerede olduğunu asla itiraf etmeyecektir. Zira onun için iyi olmaz.
-ذلك يعني بأن لديه دليل لكنه لن يعترف وبشكل شرعي

Bu kadar çabuk itiraf etmeyecektir.
انه لن يعترف حقا بتلك السهولة

kabul etmez ama, bence çok üzülmemek için çevresindeki insan sayısı az.
لن يعترف بذلك ولكته اختصر قائمته لكي لا يكون الأمر ثقيلاً عليه

Kızından cinsel zevk aldığını itiraf etmez.
لن يعترف باستغلاله لابنته بغرض الحصول على بعض اللذة الجنسية

Altı kiloyu oraya koymuş olsa bile biliyorsun ki asla itiraf etmez.
ولكن، لنقل أننا عثرنا عليه صحيح ...وهو من وضع 6 كيلو تعرف إنه لن يعترف

Tanrıya şükür burdasın Hiç bir şeyi kabul etmiyor.
شكراً للرب أنك قد أتيت فهو لن يعترف بشيء

Ama Monty bunu kabul etmeye yanaşmıyor.
ما لا أقبله أن "مونتـى" لن يعترف بذلك

- Suçunu asla itiraf etmeyecektir. - Hayır.
مؤكد أنه لن يعترف بذلك - كلّا -

O hiç bir zaman itiraf etmeyecektir.
لن يعترف بما قام به مطلقاً

Doktor doğru bile söylüyorsa Esterbrook'un bu kadınlara olanlarla bir alakası varsa bile kötü olan ben olacağım ama itiraf etmeyecektir.
حتى لو كان الطبيب محقاً، حتى لو كان لـ(إستيربروك) علاقة لما حدث لتلك المرأتين، سأتسرع وأقول أنه لن يعترف.

Jagger kendi duvarları içindeyken asla itiraf etmeyecektir.
وبينما لن يعترف (جاغر) بما حدث داخل جدرانه،

Milyon yıl geçse de itiraf etmeyecektir.
و لن يعترف حتى بمرورمليونعام!

Bu adamlar profesyonel bir sevgilileri olduğunu kabul etmez.
لن يعترف احد هؤلاء الرجال انه لديهم حبيبة محترفة

Bunu kabul etmez ama masa başı iş Jack için daha kolay olacaktır.
لن يعترف بذلك لكن العمل المكتبي سيكون أسهل لأجل جاك

Bunu kabul etmez ama, Strong bütün bilgisayarlara casus program yerleştirmiş.
سترونغ " لن يعترف لكنه يضع " ملفات تجسس في جميع أجهزتنا

Albert itiraf etmez ama onunla evlendiğine pişman.
لن يعترف بذلك,ولكنه كره اليوم الذي تزوجها فيه

Asla itiraf etmez çünkü seni gücendirmek istemiyor.
لن يعترف ابدا لأنه لا يريد ان يهينك

Kendisi kabul etmiyor fakat daha çok çabalamış olmayı isterdi.
لن يعترف بهذا، لكني أعتقد أنه كان يتمني لو بذل جهداً أكبر.

Bunu kabul ediyorum. Ama Monty bunu kabul etmeye yanaşmıyor.
ما لا أقبله أن "مونتـى" لن يعترف بذلك