"لن ينفع" - Traduction Arabe en Turc

    • işe yaramaz
        
    • işe yaramıyor
        
    • işe yaramayacak
        
    • işe yaramayacağını
        
    • sökmez
        
    • iş olmaz
        
    • faydası olmaz
        
    • yolunda gitmiyor
        
    Gördüğün gibi, senin Yanki kanunların Meksika ordusunda pek işe yaramaz. Open Subtitles كما ترى , بكونك رجل قانون اليانكي لن ينفع هذا مع المكسيكيين
    Artık bu bir işe yaramaz. Open Subtitles ينظر إليك كأنه طفل ذو ست سنوات يفعل نفس الشيء معي، هذا لن ينفع
    Hayır bayım, koruma emri muhtemelen işe yaramaz dedim. Open Subtitles كلا يا سيدي, قلت إن أمر عدم الاقتراب لن ينفع على الأرجح
    Peki tamam, bu gösteriyi şehirdeki tüm yollarda yaptık ama kesinlikle işe yaramıyor . Open Subtitles حسنا ً، أتعرف ماذا؟ عملنا هذا العرض في طريق جميع أنحاء البلدة، وهذه من الواضح أنه لن ينفع.
    Bu işe yaramayacak, dikkatimi dağıtmaya çalışman-- Open Subtitles أتعلمين هذا لن ينفع فأنتِ تحاولين تشتيتي
    Sana lanet su tabancasının işe yaramayacağını söylemiştim. Open Subtitles قلت لكم ان المسدس المائي اللعين لن ينفع
    Yemek niyetine seks, kahvaltı niyetine ölüm. Ama bu bana sökmez. Open Subtitles جنس على العشاء وموت فى الصباح لكن هذا لن ينفع معى
    Eğer tümör devasa boyutta değilse bu işe yaramaz bildiğin üzere. Open Subtitles لن ينفع ذلك إلا إن كان الورم جسيماً وأنت تعلم هذا جيداً
    Baygın haldeylen bir işe yaramaz. Open Subtitles أن هذا لن ينفع بينما هو هكذا لا يستطيع الحراك
    Evet, Sherwood "İşe yaramaz." demişti. Open Subtitles أنا آسف، هذا لن ينفع لكن لديك ايضا تيري باسكو
    Vudu büyün bende işe yaramaz. Söylediklerini duymuyorum. Open Subtitles سحرك لن ينفع معي, انا لا اسمع ما تقولينه
    Gücünü bende kullanmaya çalışıyorsun, gücün bende işe yaramaz. Open Subtitles أنتِ تحاولين دفعي لذلك و هذا لن ينفع معي
    Bir adama sakinleşmesini söylemek asla işe yaramaz. Open Subtitles أن تخبري رجل أن يهديء لن ينفع أبدا. الآن أحضري لي
    Beni etki altına alamazsın, işe yaramaz. Open Subtitles ليس بوسعكَ إستحوازي ذهنيّاً، لن ينفع ذلك.
    Bilgiyi vuruş senaryolarıyla karşılaştırdım ama bu röntgenlerde bir işe yaramıyor. Open Subtitles أدخلت المعلومات في مخطط متعدد التأثيرات و لكن هذا لن ينفع الصور الشعاعية
    Yaptığın şey işe yaramıyor Frank, devreye ben giriyorum. Open Subtitles أياً كان ما تفعله، فرانك لن ينفع. لذا سأتدخل.
    Çünkü tecrübeli bir profesyonel olarak sana diyebileceğim o ki işe yaramıyor. Open Subtitles لأنني يمكنني أن أخبرُك كخبيرة محترفة لن ينفع النسيان
    - Evet yapmaya çalıştığım kesinlikle bu ve en kötü yanı da işe yaramayacak olması. Open Subtitles أجل، هذا تماماً ما أحاولُ فعله والجزءُ المثيرُ للشّفقةِ في هذا أنّه لن ينفع معك
    insanlara iyi olduğunu söylemeye devam edebilirsin, ama bu işe yaramayacak. Open Subtitles يمكنك مواصلة أخبار الناس أنك بخير، ولكن هذا لن ينفع
    İşe yaramayacağını bildiğim halde ondan hoşlanıyorum. Open Subtitles أعرف بأن ذلك لن ينفع ولكني أبقى أحبه
    Bak, diğer kızlar bunu gerçekten de etkileyici buluyor olabilirler ama bu bana sökmez. Open Subtitles اسمع ، ربما تجد بقية الفتيات هذا الشيء ساحر لكن لن ينفع هذا معي
    Hayır, bu iş olmaz! Open Subtitles لا ، هذا لن ينفع
    Bunun faydası olmaz Nick, biliyorum, bu fayda etmez, Nick. Open Subtitles هذا لن ينفع نيك أعرف،هذافقط لن ينفع، نيك
    İşler yolunda gitmiyor. Open Subtitles هذا لن ينفع وسنكون تعساء سوياً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus