"لن يُجدي" - Traduction Arabe en Turc

    • işe yaramaz
        
    • işe yaramayacak
        
    Şu tüm paranızı alanlar hani. Kart olmadıkları için işe yaramaz ama. Open Subtitles أولئك الذين أخذوا كلّ أموالكما، لكن هذا لن يُجدي طالما ليسوا بطاقات.
    Tedaviyi sprey haline getirip uçaklardan bırakmak istiyorlar fakat işe yaramaz. Open Subtitles يريدون نشر العلاج بالرذاذ ويلقونه من الطائرات ولكن هذا لن يُجدي
    İlaç şirketleri vitaminlerin rekamını yapmayacaklar, bu işe yaramaz. Open Subtitles سوف لن تؤيّد شركات اﻷدوية الفيتامينات، فهذا لن يُجدي نفعاً.
    Ne yaptığını sanıyorsun bilmiyorum ama işe yaramayacak. Open Subtitles أيّاً كان ما تخالى نفسكِ فاعلة فهو لن يُجدي.
    Eğer beni korkutarak vazgeçip geri döndürmeye çalışıyorsan bu işe yaramayacak. Open Subtitles لو تحاول إخافتي حتى أيأس و أعود، فهذا لن يُجدي
    İkisi de asla işe yaramaz ve sonunda taraflardan birinin kafası kopar. Open Subtitles هذا لن يُجدي البتـّة و أحدهم ستقضم رأسهِ من جسدهِ.
    Bir şey yapmalarına izin verme. Etkilemek işe yaramaz. Open Subtitles أبقيهمتحتالسيطرة، الأجبار الذهني لن يُجدي.
    Konuyu saptırıyorsun. Benim üzerimde işe yaramaz. Open Subtitles ها أنتَ تُحرّف مسار الحديث هذا لن يُجدي معي، فإنّي مُبدعه
    Silahlar işe yaramaz general. Open Subtitles السلاح لن يُجدي نفعاً, أيها الجنرال.
    Israr etme, konuşmaz. İşe yaramaz. Open Subtitles لا تصرّ، إنّها لا تتكلّم ذلك لن يُجدي
    Bizde işe yaramaz diyorum ya. Open Subtitles أنا أقول ذلكَ هذا لن يُجدي نفعاً معنا
    Bu asla işe yaramaz. Open Subtitles ذلك لن يُجدي أبداً
    Binanın ön tarafından saldırmak işe yaramaz. Open Subtitles -الهجوم الأمامي، لن يُجدي نفعاً
    İyi değil, işe yaramaz. Open Subtitles هذا ليس جيّداً، هذا لن يُجدي.
    İyi değil, işe yaramaz. Open Subtitles هذا ليس جيّداً، هذا لن يُجدي.
    İşe yaramaz, hiçbir şey hissetmiyorum! Open Subtitles لن يُجدي نفعًا، لا أحس بشيء
    Shepherd'ın düşündüğümüz kadar çok nükleer malzemesi varsa, Beyaz Saray'ı boşaltmak hiçbir işe yaramaz. Open Subtitles إذا كانت (شيبارد) تمتلك ما يكفي من المواد النووية كما نعتقد فإخلاء البيت الأبيض لن يُجدي نفعاً
    Bu, iyi bir kadını ve 9 yaşındaki bir çocuğu mahvetmek dışında bir işe yaramayacak. Open Subtitles لن يُجدي شيئاً بإستثناء تحطيم إمرأة صالحة وطفلٌ في التاسعة من عمره
    - Göreceksin, işe yaramayacak. Open Subtitles ـ فأنت بالفعل تعلم أن ذلك الأمر لن يُجدي نفعاً ـ أجل
    Hera, bu işe yaramayacak. İnsanoğlunun canlılığını asla kıramayacaksın. Open Subtitles " هيرا " هذا لن يُجدي , انت لن تُحطم معنويات البشرية مطلقاً.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus