Onu izlediğimde hayatımda ilk defa içimde taraf edilemez bir his oluştu. bu dünyaya bir faydam dokunabilirdi. | TED | وبينما كنت أشاهدها تفعل ذلك، لأول مرة في حياتي، كان لدي شعور لا يُقدر بثمن: أنه يمكنني أن أكون ذات فائدة لهذا العالم. |
Bir çocuk yerine bir kıta istemiyorum ya da küçük bir kız yerine bir satır ya da bu dünyaya uymayan bir çocuk yerine bir dipnot. | TED | لا أريدُ مقطعًا شعريًا لابني ولا بيتًا شعريًا لأجل فتاة صغيرة ولا ملاحظة هامشية لطفل لا يصلحُ لهذا العالم. |
Oğlum, bu dünyaya zaten şanssız gelmişim karşıma çıkan ilk iyi şeydi, ben de aldım yerden. | Open Subtitles | يا الهي أنا جئت لهذا العالم بدون أي حظ هذا أول شيء جيد أراه في طريقي ثم التقطه |
Bu dünyanın gerçek halini sana gösterebilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أخبرك الشكل الحقيقي لهذا العالم |
Karanlık Lord'un Bu dünya için yaptığı planı hiçbir şey durduramaz. | Open Subtitles | لا يمكن لشيء أن يوقف خطّة مولاي سيّد الظلام لهذا العالم |
Eğer bu dünyaya getirilmeyi senin istemediğini düşünüyorsan kim istedi? | Open Subtitles | إذا كنتِ تظنين أنك لم تأت لهذا العالم بإختيارك.. فمن الذي أتى بك؟ |
Yine de bu dünyaya yeni bir hayat getirmekten sorumlusun. | Open Subtitles | أنت مسؤول رغم كل هذا عن ابنك الذي جلبته لهذا العالم. |
Birisi bu dünyaya neden bir şey getirir? | Open Subtitles | لماذا يود أي شخص أن يجلب طفل لهذا العالم ؟ |
Benim gibi, Jonas Quinn' de bu dünyaya ait olmayabilir, ama o da kendisini Tauri'nin davasına adamış durumda. | Open Subtitles | مثلي تماما, جوناس كوين قد يكون أجنبي بالنسبة لهذا العالم لكنه ملتزم بقضية التواري |
bu dünyaya elveda de... ve benim yeni düzenime katıl, | Open Subtitles | قولوا وداعا لهذا العالم و الحكم الآن لنظامي الجديد ... |
Babam bu dünyaya gelmek için dövüştüğümü söylerdi dünyadan gitmek için de dövüşebilirim. | Open Subtitles | قال والدي لي أنني حاربت كي آتي لهذا العالم و أننى سأحارب و أنا أغادر |
Doktor olarak, bir sorun varsa o kişiye bunu söylemek zorundayız ve hazır olduğumda bu dünyaya bir çocuk getireceğim, toplum beni zorladığında değil. | Open Subtitles | كأطباء أن نخبر الآخرين إذا كانت توجد مشكلة وسوف أجلب طفلاً لهذا العالم عندما أكون مستعدة ليس عندما يملي علي المجتمع ذلك |
İkincisi, bu dünyaya kendisinin getirdiğini hisssettiği bilgisayar içindi. | Open Subtitles | وحبه الثاني للحاسوب الذي شعر بأنه جلبه لهذا العالم. |
Sadece bu dünyaya sunacağım daha fazla şeyler olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أشعر أن لدي ما أقدمه لهذا العالم |
Bizi bu dünyaya getiriyorsun burasını evimizmiş gibi kabul ettiriyorsun ve tam da burasını yaşamak istediğimiz yer olduğunu anladığımızda bizi zorla alıkoyuyorsun tüm o mükemmel, anlaşılmaz planınla. | Open Subtitles | تحضرنا لهذا العالم تجعله صعبا بشكل لايصدق الإحساس بأننا ننتمي هنا وبعد أن ندرك اخيراً بأن ذلك حيث نريد ان نكون |
O kadın bu dünyaya yalnızca iyilik getiren melek gibi bir tanrıça. | Open Subtitles | تلك الإمرأة كاَلهة السعادة لا تجلب سوى العظمة لهذا العالم |
Bu dünyanın en güzel tarafı, insanların ara sıra bir şeyler kaybetmesidir. | Open Subtitles | أتعرف الأمر المُضحك لهذا العالم الناس يفقدون الأشياء على الدوام |
Sen Bu dünyanın geri kalan tek umudusun ya da hepimiz öleceğiz. | Open Subtitles | أنت الأملُ الوحيد المُتبقى لهذا العالم. وإلا قُضىّ عليه تماماً. |
Ama Bu dünya için gerçek ilacın o olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | لكنى أشعر بأنه العلاج الحقيقى, لهذا العالم |
Maddie, söz veriyorum yapmayacağım. Bu dünya için çok fazla şeye sahipsin. | Open Subtitles | مادي، أَعِدُك، أنا لَنْ عندك الكثير لتعطيه لهذا العالم |
Affedersin ama bu dünyada iyi şeyler yapmayı gerçekten istiyorum. | Open Subtitles | أنا آسف ، ولكن ربما حقاً أود أن أفعل بعض الخير لهذا العالم |
bu dünyayı alevler içinde sonlandırmanın vakti geldi. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لهذا العالم بأن ينتهي في النار |
Karım ve ben bu yeni dünyaya olan sevgimizle diğerlerinden farklıydık. | Open Subtitles | اختلفت وزوجتي عن البقية في حبنا المميز لهذا العالم |