İyi haber şu ki halihazırda Bunun için çalışanlar var. | TED | الخبر السار هو أن هناك أشخاصًا يعملون لهذا الغرض حاليًا. |
Bunun için bir sosyal protokol yok. | TED | فليس هناك بروتكول إجتماعي معين لهذا الغرض. |
Bunun için yağmur ormanlarını kesmeye devam edemeyiz. | TED | ولا يمكننا الإستمرار في قطع الغابات المطيرة لهذا الغرض |
Tanrı veya her kimse bu yüzden yeni günleri yapıyor. | Open Subtitles | .. لهذا الغرض الرب او اياً كان خلق الأيام الجديدة |
Ayrıca, bu amaçla bir okul yapılması için arazi sağlanacak ve yanında her yıl 60.000 tahıl tanesi verilecek bu yeterli gelir, değil mi? | Open Subtitles | أيضا ، سيتم توفير الأراضي لبناء مدرسة لهذا الغرض معا بستمائة الف من أحجارِ الحبوب كل سنة هذا يجب ان يكون كافي اليس كذلك |
Sağ salim varmamız üzerine, bu kutsal amaç için biçilmiş bir kaftan gibi gözüken büyük bir kayayı takdis ettik. | Open Subtitles | بعد وصولنا سالمين فردنا اشيائنا على صخرة ضخمة وكأنها معدة خصيصاً لهذا الغرض |
Bu soruna bir çözüm buldum. Bulduğum çözüm Bunun için uyarlanabilir optikler üzerine. | TED | لقد توصلت الى حل لهذه المشكلة، ووصلت لحل يقوم على البصريات التكييفية لهذا الغرض. |
Beni ara, Fanny teyzeni değil. Ben Bunun için buradayım. | Open Subtitles | اتصلي بي و لَيسَ بعمّتَكَ فاني هنا لهذا الغرض |
Neyse, şarkı söyleyişi için onu tutuklamıyorlarsa, Bunun için de tutuklamazlar. | Open Subtitles | إذا لم يكن لإلقاء القبض عليه للغناء له، أنها لن إلقاء القبض عليه لهذا الغرض. |
Bunun için gündeminizde yer açmak isteyebilirsiniz. | Open Subtitles | حسنا، قد ترغب في إيجاد غرفة على جدول الأعمال لهذا الغرض |
Bunun için bir sürü telefon hattı ve sohbet odası var, görüşürüz. | Open Subtitles | توجد العديد من الخطوط الساخنة وغرف المحادثة لهذا الغرض - ماذا يحدث؟ |
Duvarları çizmemeni söylemiştim. Bunun için defterler var! | Open Subtitles | أخبرتكِ بأن لا ترسمي على الحائط لهذا الغرض صنعت الدفاتر |
Oh, Bunun için yeterince sarhoş olmamım imkanı yok. | Open Subtitles | أوه، لا توجد وسيلة أنا في حالة سكر كافية لهذا الغرض. |
Babanı bırak ben bile sana Bunun için para vermezdim. | Open Subtitles | انسي الأب, حتى أنا لن أعطيك نقود لهذا الغرض |
Bunun için gerçekten Michelle teşekkür etmeliyiz. | Open Subtitles | تعلمون، كنت حقا يجب أن نشكر ميشيل لهذا الغرض. |
Bunun için de birileriyle çoktan görüşmüş. | Open Subtitles | على الأرجح أنه قد تواصل مع شخص ما لهذا الغرض |
Anladın mı? Ve mükemmel bir dünyada, Bunun için adam vururlar. | Open Subtitles | وفي العالم مثالي يوجد لديهم بندقية مبكرة لهذا الغرض |
Hiro Nakamura hayatım boyunca Bunun için beni hazırladı. | Open Subtitles | إعداد هيرو ناكامورا لي حياتي كلها لهذا الغرض. |
Tanrı veya her kimse bu yüzden yeni günleri yapıyor. | Open Subtitles | .. لهذا الغرض الرب او اياً كان خلق الأيام الجديدة |
bu yüzden akşamı bir kart odasında geçirmek gelme amacıma aykırı düşer. | Open Subtitles | و لهذا الغرض لا أستطيع أن أقضي الليلة كلها في غرفة اللعب |
Fransız Altınlarımız. Bir kaç ay önce rezervlerimizi kuvvetlendirme gereksinimi doğdu. Ve bu amaçla, Fransız Merkez Bankası'ndan... 60.000 Napolyon Altını ödünç aldık. | Open Subtitles | انه ذهبنا الفرنسى واستعرنا لهذا الغرض 60,000 سبيكة |
Her zaman bu iş için de kullanmıyorlar. İnsanlar bununla balık avlıyor. | TED | و لكنها لا تستخدم دائما لهذا الغرض. الناس قد يستخدموها لصيد السمك. |