bu ülkeye geldikten birkaç yıl sonra bir adamla tanıştım. | Open Subtitles | بعد سنوات قليلة من مجيئي لهذه البلاد, قابلت ذلك الرجل |
Büyük büyükannem bu ülkeye ilk geldiğinde o yüzük ve giydikleri sahip olduğu tek şeylermiş. | Open Subtitles | عندما قدمت جدتي للمرة الأولى لهذه البلاد الخاتم وما كانت ترتديه من ملابس هما ما كانت تملكه فقط |
Babam bu ülkeye cebinde 17 sentle geldi ama... -...hiç yakınmadı. | Open Subtitles | أبي أتى لهذه البلاد بـ17 سنت في جيبه و لم ينبس ببنت شفة |
Bir sel onları yeryüzünden silip götürse bu ülke için bir lütuf olurdu. | Open Subtitles | هو سيكون بركة لهذه البلاد إذا الفيضان يمسحهم من على وجه الأرض |
Bunu gizlemenin bu ülke için en iyisi olduğunu söyleyemezsin. | Open Subtitles | لا تستطيعى ان تقولى لي ان اخفى هذا الامر فى سبيل الافضل لهذه البلاد |
bu ülkeye Fransa'dan geldiklerinden beri öyleler. | Open Subtitles | وهم نظيفين منذ أن قدموا لهذه البلاد من فرنسا أول مرة |
Dedim ki, "Bay Riddle'in bu ülkeye bir borcu var, o da..." | Open Subtitles | أنا قلت، ألا تعتقد مستر رديل أنك تدين لهذه البلاد |
Yaptıklarımla bu ülkeye ettiğim yemini bozdum ve güveninizi yıktım. | Open Subtitles | لقد إنتهكت أعمالي ، القّسّم الذي .. أقسمته لهذه البلاد وثقتك |
bu ülkeye "Artel Hücre"yi tesis etmek için gelmiş. | Open Subtitles | لقد اتى لهذه البلاد كي ينشأ الخلية أوميغا |
Anna da Guatemala'lı. bu ülkeye yeni geldi. | Open Subtitles | وآنا من غواتيمالا لقد أتت لهذه البلاد منذ فترة قليلة. |
Başkan, bu ülkeye verdiği hizmeti şereflendirmek istedi. | Open Subtitles | فقد اراد الرئيس أن يكرّم خدماته لهذه البلاد |
Ama şunu da söyle, ...bu ülkeye olan hislerim Kral ile aynı. | Open Subtitles | وهذا أيضاً, أخبره عن المحبة التي أكنها لهذه البلاد وكذلك له |
Sana söylüyorum Jack, başkanını desteklemeye devam et ve onun yeni işini ve bu ülkeye neler oluyor gör. | Open Subtitles | سوف أقول لك هذا يا جاك , أستمر في تأييد رئيسك و اتفاقيته الجديدة و سوف تري ماذا سوف يحدث لهذه البلاد |
O, bu ülke için hayatını tehlikeye attı ve bu saygıyı hak ediyor. | Open Subtitles | جازف ويتني بحياته لهذه البلاد ويستحق الترحيب به كبطل |
bu ülke için doğru olan şeyleri yapmaya çalıştığımı anlıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أن أفعل الصواب لهذه البلاد وأنا كذلك يا سيدى |
O, bu ülke için hayatını verirdi... ve ben gözlerinden bakmaya hiç kıyamam. | Open Subtitles | كانت ستعطى حياتها لهذه البلاد لقد تأسست أميركا على الحريه و الخير |
Evet, kanuna karşı geldiler ve bunun için ceza ödemeliler, ama ayrıca bu ülke için her şeylerini verdiler, onlardan önceki pek çok göçmen gibi. | TED | نعم ، لقد خرقوا القانون ويجب أن ينولوا جزاؤهم على ذلك لكنهم أيضاً أعطوا كل شيء لهذه البلاد كما فعل الكثير من المهاجرين قبلهم |
Kişisel intikamı yüzünden bu ülke için faydalı olan yasanın bir kısmını ihlal etmek istiyor. | Open Subtitles | من أجل إنتقام شخصى, ينوى قتل تشريع... جيد لهذه البلاد |
Bence bu vatana hizmet etmiş oldun. | Open Subtitles | فقد أسديت خدمة لهذه البلاد |
Salazar'ın terörist bağlantıları bu ilke için ciddi tehdit oluşturuyorlar. | Open Subtitles | صلات (سالازار) الارهابية تمثل تهديداً جاداً لهذه البلاد |
.. ve bu ülkenin kurulmakta olan temellerini yanlış ellere satacak biri | Open Subtitles | الملابس، العطور والثلاجات مثل الفيروس يستقر على هيكل عظمي مجرّد لهذه البلاد. |