Senin hayatını bağışlayan tek şey geçmiş 25 senede bu şehre hizmetlerindir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يمنع أخد حياتك هو خدمتك لهذه المدينة 25 سنة |
bu şehre mülteci olarak geldiğimiz gün olayların kendi çayhaneme sahip olmakla sonuçlanacağını kim düşünebilirdi? | Open Subtitles | من كان يعتقد أننا قدمنا لهذه المدينة كلاجيئين فينتهي بي الأمر إلى امتلاك متجر شاي خاص بي |
bu şehrin tabiatının tuzağına düşsün diye. | Open Subtitles | دعوه يقع فريسة للطبيعة الرائعة لهذه المدينة |
Son iki gündür yaşananların, bu şehrin yaşadığı ... ... en acı veren trajedi olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن ما حدث خلال اليومين الماضيين لهذه المدينة هو الأكثر إيلاماَ |
Bilmiyorum. Well, Bu kasabaya bir iyilik yapmaya ne dersin? | Open Subtitles | ـ لا اعرف ـ ماذا لوتفعل احسانا لهذه المدينة |
Seçildiğim zaman bu şehir için neler yapabileceğimi bir düşün. | Open Subtitles | فكّر بما يمكنني القيام به لهذه المدينة عندما يتمّ انتخابي |
Yeminle başım yeni bağlanmasaydı bu şehri delip geçerdim! | Open Subtitles | أقسم، لو لم أكن محجوزة مؤخراً، لتسربت لهذه المدينة عبر فتحة. |
Bu kasabanın çok fazla bir geleceği olmayabilir, ama çocuklar olmazsa, o zaman hiç geleceği olmaz. | Open Subtitles | ربما لا يكون المزيد من المستقبل لهذه المدينة و لكن لا يوجد مستقبل ابداً بدون الاطفال |
Ancak şimdi görebiliyorum bu şehre duyduğum garip sevgi aslında ona duyduğum sevgi. | Open Subtitles | لم أدرك هذا الحب الغريب إلا الآن حبي لهذه المدينة مرتبط بهذا الشخص! |
bu şehre bir sürü insan geldi, ve hepsi değiştiler. Ama ben aynı kaldım. | Open Subtitles | الكثير من الناس قدموا لهذه المدينة وتغيروا ولكن ليس أنا |
bu şehre entegre olmak istediğini gördüklerinde seni affedeceklerdir. | Open Subtitles | سوف ينسون اي شيء ان رأو بأنكِ تحاولين الانتماء لهذه المدينة |
Kardeşlerin, sanki buranın sahibiymiş gibi bu şehre geldiler. Evimi, halkımı her şeyimi aldılar. | Open Subtitles | أخواك جاءا لهذه المدينة وكأنّهما يملكانها ويملكاني. |
Zamanında bu şehrin gözde ve sağlıklı çocuğu neden 50 yaşına geldiğinde kendine zarar veren ve evsiz bir insana dönüştü? | Open Subtitles | لمَ شخص يبدو سليماً ومحبوباً لهذه المدينة يصبح مشوهاً تقريباً ومتشرداً في سن 50 عام؟ |
Bu yüzden, işte tam da orada bu şehrin kalbi orada atıyor. | Open Subtitles | وذاك، هنالك هو القلب النابض لهذه المدينة |
Ben, bana öğrettiğin şekilde bu şehrin sokaklarına azda olsa adalet getirmek için polis oldum. | Open Subtitles | أصبحت شرطية لكي أحاول أن أجلب بعض العدالة لهذه المدينة لأحيائي بالطريقة التي علمتني إياها |
Bazen zordur ama Bu kasabaya tadını veren bu. | Open Subtitles | ولكن هذا ما يجعل لهذه المدينة من نكهة مميزة |
Eğer ihtiyarların geri kalanının şu an Bu kasabaya ilgi göstermediğini düşünüyorsan aptalsın demektir. | Open Subtitles | إذا ظننتَ ان بقية الكبار لن يهتموا لهذه المدينة الآن فأنتَ غبي |
Hayatımı Bu kasabaya adadım ve karşılığını nasıl alıyorum? | Open Subtitles | وهبت حياتي لهذه المدينة وعلام أحصل في المقابل؟ |
Ben sadece bu şehir için güzel bir şey yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول أن أفعل شيء جيد لهذه المدينة |
bu şehir için iliklerime kadar çalıştım. | Open Subtitles | لقد جنَّدتُ نفسي حتى النخاع لهذه المدينة |
bu şehri sıkıntılı kalplerden arındırmak için geri dönmüştüm. | Open Subtitles | لقد عدتُ لهذه المدينة لأطهّر القلوب المضطربة |
Bu kasabanın ağzına sıçılacaksa ben de varım. | Open Subtitles | وإن كان ذلك سيسبب الأذى لهذه المدينة فيمكنك اعتباري مشارك |
Yürünebilir bir şehre neden ihtiyacımız olduğunu ve yürünebilir bir Şehrin nasıl yapılacağı hakkında konuşmak istiyorum. | TED | أود أن أتحدث عن حاجتنا لهذه المدينة كما أود الحديث عن كيفية القيام بهذه المدينة. |
BlueBell'e geldiğinden beri tek duyduğum ne kadar etkileyici olduğun, bu kasaba için neler yaptığın, vs, vs, vs. | Open Subtitles | كل ما سمعته منذ وصلت بلوبيل هو مدي روعتك وكم قدمت لهذه المدينة |