Sinekler bu probleme taşınacak türde sensörlerde de uzmanlaşmışlardır. | TED | يتميز الذباب بأجهزة الاستشعار والتي يحملونها لهذه المشكلة. |
20.yüzyıl bu probleme bir çözüm önerdi, ama bütünüyle beklenmedik, taşları yerinden oynatan bir biçimde. | TED | وقد تم إيجاد حل لهذه المشكلة في القرن العشرين، ولكن بطريقة نموذجية غير متوقعة أبداً. |
Bugün anlatacağım, şimdi anlatacağım, bu soruna yeni bir yaklaşım. | TED | حسنا، ما سأحدثكم اليوم عنه، ما سأتحدث عنه الآن، هو نظرة جديدة لهذه المشكلة |
Yani ilanlar genel bir farkındalık oluşturmada çok iyi olsa da bu sorunu bitirmede hiç de yeterli değildi. | TED | على الرغم من أن اللوحات فكرة عظيمة لرفع الوعي بشكل عام، ولكنها غير كافية لتضع حداً لهذه المشكلة. |
O günlerde, dünyanın gördüğü en büyük fuarda adı unutulmuş bir dahi, Bu sorun için bir çözüm sundu. | Open Subtitles | عودةً لذاك الوقت, في أعظم إعتدالٍ شاهده العالم. عبقريٌ منسي شرح الحل لهذه المشكلة. |
Bu Peder Steve. İlham veren biri. Huntington, Batı Virginia'daki ilk yandaşlarımdan. bu sorunun en sıkıntılı noktasında yer alıyor. | TED | القس ستيف. رجل ملهم. أحد حلفائي في وقت مبكر في هانغتون، غرب فيرجينا. إنه على حافة سكين حاد لهذه المشكلة. |
Şimdi bu problem üzerinde çalışan 80 kişiyiz. | TED | ونحن 80 شخصاً الآن يعملون على حل لهذه المشكلة. |
Önce Bu problemi sade bir şekilde çözelim. | TED | أولًا لنلقي نظرة على حل ساذج لهذه المشكلة. |
Lakin bu problemin bir çözümü var. | Open Subtitles | في القرون المنقضية ولكن هناك حل لهذه المشكلة |
Şu an da size pek etkileyici gelmeyebilir, ama bu büyük problem için yaptığımız bu cihaz ilk başarılı girişimimizdi. | TED | ربما قد لا تبدو راقية جدا لكم الآن، ولكن تلك كانت أول محاولة ناجحة لنا لإنشاء جهاز لهذه المشكلة الكبيرة. |
bu probleme verilecek kolay bir cevap yok. | TED | لا يوجد جواب واضح لهذه المشكلة. |
Şimdi bu probleme bir çözüm, retina çıkış hücrelerine sinyal gönderecek ön-yüz devresinin yaptığı işi taklit edecek bir aygıt geliştirmektir, böylece retina çıkış hücreleri kendi normal görevleri olan beyne sinyal gönderme işini yapabilirler. | TED | والحل لهذه المشكلة اذا هو ان نبني جهاز يحاكي عمل الخلايا الامامية " المبصرات " ونقوم بارسال اشارات لمخرجات الشبكية ومن ثم يمكنها ان تعود الى عملها الطبيعي فترسل الاشارات الى الدماغ |
Bunların arasında Miguel Del Toral isimli bir adam vardı, bu adam US EPA'da (Çevre Koruma Ajansı) su uzmanı ve aslında bu bilimsel notu yazdı, bu probleme dikkatlerini çekmek için bunu Michigan Eyaletine ve Federal Hükümete gönderdi. | TED | من بينهم كان شخصٌ يدعى ميغيل ديل تورال، -- وهو خبير مياه في وكالة حماية البيئة الأمريكية -- الذي قام بكتابة تقرير علمي مختصر وأرسله إلى ولاية ميتشيغان والحكومة الفيدرالية لجذب انتباههم لهذه المشكلة. |
Ama bu kuşlar, bu soruna etkili bir çözüm geliştirmişlerdir. | Open Subtitles | لكن هذه الطيور ، طورت حل فعال لهذه المشكلة |
Öyle yapayım. Çünkü ben de bu soruna basit bir çözüm bulmak istiyorum. | Open Subtitles | سأفعل ذلك لأنني أيضاً أريد إيجاد حل بسيط لهذه المشكلة |
bu soruna ayrılmış koca bir bölüm vardır. | Open Subtitles | ثمة قسم كامل مكرس لهذه المشكلة |
Eminim bu sorunu bir şekilde çözebiliriz. | Open Subtitles | أنا متأكدة أننا نستطيع التوصل إلى إتفاق من نوع ما بالنسبة لهذه المشكلة. |
Ben bu sorunu çözmek için bir yol bulmak zorunda kaldım. | TED | لذا كان على أن أجد حل لهذه المشكلة. |
bu sorunu kolayca çözebilirsin. | Open Subtitles | ثانيةً. لدي حل سهل لهذه المشكلة |
Bu sorun için, yeni çalışan grubu dizayn ettik, SARS ile ilgili çalışmalar yapan görevliler, ya da kuş gribini inceleyen görevliler gibi, çalışmalar yapıp ilk vakayı bulacaklardı. | TED | لهذه المشكلة تحديدا، لقد قمنا بتصميم فئة جديدة للعمال الذي مثل الذين جابهوا مرض السارس ، أو شخص يبحث عن مرض إنفلونزا الطيور، قد يجد الحالات الأولى. |
- Bu sorun için daha kalıcı, bir çözüm bulmalıyız. | Open Subtitles | -القمر الصناعي لم يجد شيئًا -علينا إيجاد حل أكثر دوامًا لهذه المشكلة |
[NASIL DÜZELTECEĞİZ?] bu sorunun kolay bir çözümü yok. | TED | [فكيف نُصلح ذلك؟] لا يوجد حَل سريع لهذه المشكلة. |
bu sorunun çözümünün nerede olduğunu sen söyle. | Open Subtitles | أخبرني أنت أين الحل لهذه المشكلة |
bu problem için kuantum çözüm kuantum anahtar dağıtım olarak veya QKD olarak adlandırılır ki bu kuantum mekaniğinin temel, mantıksız karakteristiğinden destek alır. | TED | الحل الكمي لهذه المشكلة يدعى توزيع المفتاح الكمي أو ت.م.ك.، والذي يستعمل خاصية أساسية معاكسة للواقع في الميكانيكا الكمية. |
ama 5 yaşın altında ölen her çocuk için 10.000 dolar harcamaya hazırsak bu yılda 90 Milyar eder sadece bu problem için. | TED | لكن لو أننا عازمون على دفع 10,000 دولار لكل طفل تحت عمر الخامسة مهدد بالموت، لكان المجموع هو 90 مليار دولار سنويا مخصصة فقط لهذه المشكلة. |
Gerçek şu ki, Bu problemi sona erdirmenin başlangıç noktası biziz. | TED | إن الحقيقة تقول أن النهاية لهذه المشكلة تبدأ من خلالنا نحن . |
Ve diyelim ki bu problemin çözümü o kadar basit ki başarısız olması için... | Open Subtitles | ودعينا نقول ان الحل لهذه المشكلة .. هو سهل جداً اساسي جداً .. بحيث ان .. الفشل في الاعتراف له هو |