Gerçek bir evi yoktu, Hayatını çalan adamı bulma adına gerçek amacından sapmıştı. | Open Subtitles | ليس له بيت محدد وتاه فى البرية في بحثه عن من سرق حياته |
Hanımefendi, o yaşıyor, bir evi, bir kadını, bir de küçük kızı var. | Open Subtitles | سيدتى ، إنه على قيد الحياة و له بيت و امرأة و طفلة صغيرة |
Gerçi burada yaşayan birinin Londra'da da bir evi olmalı, değil mi? | Open Subtitles | -و رغم ذلك ، اذا كان أحد يعيش هنا -فيجب أيضا أن يكون له بيت فى لندن |
Buradaki herkesin, bir evi, işi, ailesi vardı. | Open Subtitles | لكل واحد هنا كان له بيت وعائله ومهنه |