Kahrolası otoyolda yürüyüp, kahrolası bir geçidi geçtikten sonra burada kahrolası Yüzüme gülümsemeni görmeyi de umursamıyorum. | Open Subtitles | ولا يعجبني أن أمشي بطريق عام لعين وعبر طريق منحدر لعين لأرجع هنا وأجدك تبتسمين لوجهي اللعين |
Ne görünüşünden, ne tadından Yüzüme baktımı anlardı. | Open Subtitles | لا بالشكل ولا بالطعم كان ينبغي أن تعرف بمجرد النظر لوجهي |
Korktuğun için Yüzüme bile bakamadın. | Open Subtitles | خفت من أن لا تتمكنّي أن تنظري لوجهي مثل ما يحصل الآن |
Bu da yüzümün bir modelini çıkartmamızı sağladı, ki bu harika bir şey. | TED | ساعدنا هذا على بناء نموذج لوجهي وهو بصراحة رائع جدًا. |
Son 60 yıldır, insan ırkı, benim resmimle elle beslendi yani Yüzüm, yemek kutuları, ve tişörtlerde filan. | Open Subtitles | خلال الـ60 سنة الماضية، قام الجنس البشري برسم صوراً لوجهي على صناديق الغذاء و القمصان وكل ذلك الهراء |
Neticede, her daim Suratıma bakan bir polis peyda oldu. | Open Subtitles | و كنتيجه لذلك جعلت الشرطة تقف على أناملها عند مشاهدتها لوجهي |
Neden Yüzüme söylemiyorsun, aşağılık herif? | Open Subtitles | لما لا تنظر لوجهي عندما تسأل يا إبن السافلة؟ بالانتاينز |
Sonumun böyle olmasını ister miydim sanıyorsunuz? Yüzüme yine silah dayanmış bir şekilde, İster miydim adamım? | Open Subtitles | أتحسبون أنّي أردتُ أن تصوّب المسدّسات لوجهي ثانيةً؟ |
Kate'in bir adamla İtalya'da olduğunu biliyordu bunu Yüzüme vurdu. | Open Subtitles | لقد عرف أن كيت كانت في إيطاليا مع رجل آخر لقد قالها لوجهي |
Yüzüme bak ve sana yalan söylüyor muyum gör. | Open Subtitles | أنظري لوجهي و أخبريني إن كنتُ أكذب عليكِ |
Şimdi Yüzüme doğru serin bir akım şeklinde ver nefesini. | Open Subtitles | والآن إزفري نفسك في مظهر رائع مباشرة لوجهي |
Son haftalarda neredeyse Yüzüme bakmıyor bile. | Open Subtitles | لكن لا . في الأسابيع الأخيره بالكاد ينظر لوجهي |
Kötü adamlar her hafta Yüzüme silah doğrulturdu. | Open Subtitles | فإذا بقوم طالحين كانوا يوجّهون الأسلحة لوجهي كلّ أسبوع. |
Yarınki lise mezunlar günüm için hala benimle gelecek birini bulamadım ve stres Yüzüme iyi gelmiyor. | Open Subtitles | مازالت لا أملك حبيباً ليرافقني في الغد والتوتر سيء لوجهي |
Yüzüme bak! | Open Subtitles | انظر لوجهي سيكون هذا نقلة لمستقبلي |
Şimdi direk Yüzüme bakıp kızıma asılmadığını mı söylüyorsun. | Open Subtitles | -كلا -انظر لوجهي الآن وأخبرني أنك غير مهتم بفتاتي |
Şey Yüzüme bir şey olmasını istemiyorum. | Open Subtitles | حسنا لا اريد لوجهي ان يتحطم كليا |
Onu bu sabah gördüm ve bana, odasına adım atarsam tatlı minik Yüzüme kötü şeyler olacağını söyledi. | Open Subtitles | ... لقد رأيته هذا الصباح , و قال إذا خطوت غرفتـه شيء سيء سيحدث لوجهي الجميل الصغير |
Bu, yüzümün bir modelini yapmamızı sağladı. | TED | مكننا هذا من بناء نموذج لوجهي يبدو مثلي تمامًا. |
yüzümün bir sürü görselini çıkarttık ve hareket eden nokta bulutları da yüzümün şekillerini yansıttı. | TED | صنعنا كماً هائلاً من الصور لوجهي والنقاط المتحركة التي تشكّل وجهي. |
Yüzüme bak. Yüzüm ne söylüyor? | Open Subtitles | انظر لوجهي مالذي تقوله تعابير وجهي؟ |
Suratıma doğru vurmalıydın ve sonra bende seni engelleyecektim. | Open Subtitles | كان من المفترض لك لهدف لوجهي وبعد ذلك كان ستعمل كتلة ذلك. |
Son 60 yıldır, insan ırkı yüzümü yemek kutularında t-shirtlerde ve bir sürü boktan şeyde görerek büyüdü. | Open Subtitles | خلال الـ60 سنة الماضية، قام الجنس البشري برسم صوراً لوجهي على صناديق الغذاء و القمصان وكل ذلك الهراء |