"لوجه مع" - Traduction Arabe en Turc

    • la yüz
        
    • ile yüz
        
    • yüze gelmek
        
    • karşı karşıyaydım
        
    Bir an önce Victor'la yüz yüze gelmem gerek. Open Subtitles أحتاجك أن تضعني وجهًا لوجه مع (فيكتور) قريبًا.
    Sidorov'un patronu Waaldt'la yüz yüze görüştüğünü söyledi. Open Subtitles وقال أنه اجتمع وجهاً لوجه مع رئيسة (والد)
    Sadece bakım sağlamakla kalmadım, Ebola ile yüz yüze geldim. TED أنا ما قدمت الرعاية فقط لكني تقابلت وجهاً لوجه مع إيبولا أيضاً.
    Gerçek bir yapımcı ile yüz yüze görüşeceğim, bu inanılmaz. Open Subtitles لقاء وجها لوجه مع وكيل حقيقي؟ هذا لا يصدق
    Telsizdeki büyük, kötü kurt sesiyle yüz yüze gelmek öyle mi? Open Subtitles وجه لوجه مع الذئب الكبير السىء. الذى سمعت صوته فى اللاسلكى
    3 yılan kafasıyla karşı karşıyaydım.. ..ve kral kobra kuyruğunun gölgesini üzerimde hissettim.. Open Subtitles وبينما كنت وجهاً لوجه مع رؤوس الأسود شعرت بظلام ظل الكوبرا يمر فوقي...
    - Sizi Coulson'la yüz yüze görüştürürsem ajandasında boşluk oluşur mu? Open Subtitles -هل سينفتح برنامجه اليومي إذا كنا سنجعلك قريبا وجها لوجه مع (كولسون)؟
    Kirkman'la yüz yüze geldiğinde yazanları harfiyen uygulayacaksın. Open Subtitles ، )عندما تكون وجهاً لوجه مع (كيركمان أريدك أن تفعل تماماً كما مكتوب
    Castle, beni Linus'la yüz yüze getirirsen yemin ederim silahımı çeker vururum onu. Open Subtitles أقسم لك يا (كاسل)، لقد جلبتني وجهاً لوجه مع (لاينوس)، -فإنّي سأسحب مُسدّسي وأطلق النار عليه .
    Juice'la yüz yüze görüşmek istiyorum. Open Subtitles أريد مقابلةٌ وجهاً لوجه مع (جوس).
    Jarry, Juice'la yüz yüze konuşma ayarladı yani yani şu anda Stockton'a doğru yolda. Open Subtitles إن(جيري)أعدت له مقابلةً وجهًا لوجه مع(جوس). لذا... إنّهُ بطريقهِ إلى "ستوكتون"الآن.
    Shannon ile yüz yüze konuşmanız gerek. Open Subtitles يجب ان تتكلم وجها لوجه مع شانن
    İki saat içinde tam anlamıyla cingöz bir orospu çocuğu olan Savunma Bakanı Curry ile yüz yüze geleceksin. Open Subtitles في غضون ساعتين, سوف تقوم بمقابلة وجهاً لوجه, مع وزير الدفاع (ويليام كوري)ِ. وما قد يصادف إنه مكّارٌ لعين.
    Bence, Harvey ile yüz yüze konuşmalıyız, bilirsin işte, ona sorunumuz hakkında direk bilgi verebilirim. Open Subtitles تعرف، أظن بأنه علينا أن (نكون وجها لوجه مع (هارفي تعرف، لذا يمكنني أن أستجوبه بشكل تام (سأغطي ذلك يا (سام
    Bir Cherufe ile yüz Yüze Geldiğim. Open Subtitles انا اقف وجه لوجه مع الشيروف
    Gennarino ile yüz yüze bakacaksın. Open Subtitles (تجلس وجهًا لوجه مع (جينارو.
    Ama yine de bir gazeteci için şeytanın oğlu denilebilecek kötülükte biriyle yüz yüze gelmek olağanüstü bir durum olsa gerek. Open Subtitles برغم ذلك ، ألا تتفق معي بأنها لحظة عظيمة لأيّ صحفيّ حين يلتقي وجهًا لوجه مع شرّ مُستطير
    - Şeytanla yüz yüze gelmek nasıl bir histi? Open Subtitles إذن كيف كان شعورك و انت واقف وجها لوجه مع الشيطان؟
    Oğlunu vuran adamla yüz yüze gelmek istiyor. Open Subtitles ماذا يُريد؟ -مُقابلة وجهاً لوجه مع مَن أردى ابنه
    Tek başıma denizle karşı karşıyaydım. Open Subtitles لوحدي وجهًا لوجه مع البحر,
    Strawberry'yle karşı karşıyaydım ve... ve anladım ki kendini yarınki büyük maça sakladığı için kasıtlı olarak oyundan çıktı. Open Subtitles وجهاً لوجه مع (ستراوبيري). ثم ... ثم...

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus