"لوجودها" - Traduction Arabe en Turc

• olmasının
• olduğu için
• şanslıyım

İrlanda'dan altta olmasının tek sebebi var, o da Finlandiya'nın en düşük derecesinin İrlanda'nın en düşük derecesinden daha düşük olması.
السبب الوحيد لوجودها تحت إيرلندا لأن أدنى علامة لها هي أدنى من أدنى علامة لإيرلندا.

Onun burada olmasının nedeni bu değildi.
لا يعني هذا أنها المبرر الوحيد لوجودها هنا

İğrenç gevreklere ihtiyacımız yok! Tanrım, hayatımda olduğu için çok şanslıyım.
نحن لا نحتاج لـ معجنات عالقة يا إلهي كم أنا محظوظ لوجودها في حياتي

O olduğu için şanslıyım. Yaşayan son akrabam.
كلا، أنا محظوظة للغاية لوجودها فهي آخر أقرباءي الأحياء.

Burada olmasının tek sebebi, kalmasını istememdi.
السبب الوحيد لوجودها هنا هو أني طلبت هذا منها

Ama şu an burada olmasının tek nedeni babamın bana güvenmiyor olması.
لكن السبب الوحيد لوجودها هنا هو لأنّ والدي لا يثق بي.

Seninle olmasının tek nedeni sana acıyor olması, Hopper.
أتدري؟ إن السبب الوحيد لوجودها معك كونهاتشفقعليكياهوبر .

makinelere insan performansının uzantısı olarak bakılmalıdır üstelik bugün ki bir çok mesleğin kaynak bazlı ekonomide var olmasının anlamı yoktur.
فانظر للآلات على أنها إمتداد للأداء البشري. علاوة على ذلك، العديد مِنْ الوظائفِ اليوم سَيكونُ ببساطة لا معنى لوجودها في الاقتصاد القائم على الموارد,

Buraya konmuş olmasının bir nedeni olmalı.
-من الجليّ أنّ هناك سبب لوجودها هنا .

Evde olduğu için çok mutluyum.
أنا سعيدة فحسب لوجودها بالمنزل.

Annemi seviyordum. Hala hayatta olduğu için çok şanslıydım.
أنا أحبها وأشعر بالحظ الشديد لوجودها

O burada olduğu için çok memnunum.
أنا مسرور لوجودها هنا

Geminizde olduğu için şanslısınız.
أنتم محظوظون جدا لوجودها معكم

Heather burada olduğu için çok heyecanlı.
تشعر هيثر بالحماس لوجودها هنا

Sınıfımda olduğu için şanslıyım.
أنا شاكر لوجودها في قسمي