Bir yunusu havuzda yalnız tutmak USDA kurallarına aykırı değil mi? | Open Subtitles | أليس يتعارض إبقاء دلفين لوحدة بالمسبح مع قوانين وزارة الزراعة الأمريكية؟ |
Ama, artık hiç kimse orada yalnız kalmak istemiyor. | Open Subtitles | لا احد يرغب في البقاء هناك لوحدة بعد الان |
Fakat suyu değiştirilmemiş klima ünitesine bakılır ve semptomlar da uyarsa tanı iki saniyeni alır. | Open Subtitles | و ثانيتان فقط لنميز إن كانت الأعراض مناسبة أثناء النظر لوحدة مكيف نتنة |
Onu yakaladıktan sonra sana, Davranış Analiz Birimi'ne tam erişim verebilirim. | Open Subtitles | يمكنني ان اعرض عليك دخولا كاملا و حصريا لوحدة تحليل السلوك الخاصة بالأف بي اي بعد ان نقبض عليه |
Eğer saç düzleştiricimi bulursan, yoğun bakım birimine getirirsin. | Open Subtitles | إذا وجدت مصفًف شعرى , فبإمكانك إحضارة لوحدة العناية المركزة |
Kaderle ilgili soruya gelecek olursak tek bildiğim, kader bile bir sona ulaşacaksa bunu tek başına yapmayacaktır. | Open Subtitles | وبالنسبة لسؤال القدر. كل ما أعرفة .. حتى إذا أراد لك القدر أن تحقق شيئا فلا يمكنه فعل ذلك لوحدة. |
♪ Yanlız bırak ♪ Yanlız bırak ♪ Yanlız bırak ♪ Yanlız bırak ♪ Yanlız bırak ♪ Yanlız bırak ♪ Şey, kalbin burdaydı ♪ Kucağımda yatardı | Open Subtitles | ♪ أتركه لوحدة ♪ أتركه لوحدة ♪ أتركه لوحدة |
K-9 biriminin dikkatine. Parkta 866 olayı ihbarı. Tamam. | Open Subtitles | انتباه لوحدة الكلاب، لدينا حالة بيع منشطات جارية في المنتزه الآن |
Nasıl oldu da böylesine küçük ve gizli bir birim gezegendeki en büyük konvansiyonel savaşı ele geçirmişti? | Open Subtitles | كيف لوحدة سرية صغيرة كهذه أن تسيطر على أكبر حرب حقيقية في العالم؟ |
Sokak-Suç Birliğinin Hevesli yalnız Kovboyu, ha? | Open Subtitles | الحارس الوحيد القومي لوحدة جرائم الشوارع ، أليس كذلك ؟ |
Ama, artık hiç kimse orada yalnız kalmak istemiyor. | Open Subtitles | لا احد يرغب في البقاء هناك لوحدة بعد الان |
Onu yalnız bıraktım. Küvette, dört parmak suda bıraktım, telefona bakmak için. | Open Subtitles | انا تركته لوحدة , وطولة اقل من 6 بوصات في الحوض وذهبت للرد على الهاتف |
İşte bu tipik Seth, bu partiye yalnız gelemezdi sanki, ama hayır onun yerine benim önüme geçmek için bir sürü işe kalkışmış. | Open Subtitles | ان سيث مثالى كان يمكن ان يأتى الى الحفلة لوحدة ولا يعرض نفسة الى تلك المشكلة |
Tamam, ben hastane asansörlerinin ana kontrol ünitesine bakıyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنا أنظر لوحدة التحكم الرئيسية لمصاعد المستشفى |
Vakit geçirmeden yoğun bakım ünitesine sokmamız gerekiyor. | Open Subtitles | أُريد أخذها لوحدة العناية المركّزة بأسرع وقت |
Onu bir travma ünitesine bağlamak zorundaydım. | Open Subtitles | اضظررت إلى إخضاعها لوحدة الصدمات الكهربائية |
Organize Suç Birimi'ne göre Junior'un ölümünden kazanç sağlayacak tek kişi Baba Porchetto'nun kendisi. | Open Subtitles | وفقاً لوحدة الجريمة المُنظمة، الشخص الرئيسي، الذي يستفيد من موت الابن هو والده بنفسه. |
Pekala, Prentiss Davranış Analiz Birimi'ne neden katıldı? | Open Subtitles | حسنا، لماذا انضمت " برينتس " لوحدة تحليل السلوك ؟ |
cinayet biriminden silah birimine transfer oldun. | Open Subtitles | تحويلك من تحقيقات جرائم القتل لوحدة الإستخبارات المالية |
Çocuk yoğun bakım birimine bildirin. Karatina odasına ihtiyacım var. | Open Subtitles | انقليه لوحدة العناية المركزة,ونحتاج لغرفة معزوله |
İşin üstesinden geleceğinizi söylediğiniz için CTU'nun başına geçirildiniz. | Open Subtitles | تم وضعك مسؤولاً لوحدة مكافحة الإرهاب لأنك قلت بأنك تستطيع القيام بالعمل |
♪ Yanlız bırak ♪ Yanlız bırak ♪ Yanlız bırak ♪ Yanlız bırak ♪ Yanlız bırak ♪ | Open Subtitles | ♪ أتركه لوحدة ♪ أتركه لوحدة ♪ أتركه لوحدة |
Başka bir değişle aile biriminin doğal aşınmasını sürekli olarak tehdit eden ortodoks olmayan eğilimler, organizmanın biyolojik desteğine daha fazla sahip olamayacaklar. | Open Subtitles | بكلمات اخرى فان الميول الغير ارثوذكسيه للحياة الفرديه والتي تهدد وبشكل خطير عملية التاكل الطبيعي لوحدة العائله لن يكون لها بعد الان الدعم الحيوي والعضوي |
Ve yine şimdi işe onu istihdam FBI bir birim için. | Open Subtitles | وأنت لآن تعملين لوحدة من مكتب التحقيقات الفدرالي التي توظفه |