İlk kez Los Angeles'a gelmem hakkında konuşmayı çok isterdim. | Open Subtitles | احب ان اتكلم عن القدوم إلى لوس أنجلس للمرة الاولى |
1 numaralı otoyol üzerinden San Francisco'dan Los Angeles'e kadar gittik. | TED | لقد قدنا من سان فرانسيسكو .. الى لوس أنجلس .. على الطريق السريع الاول |
RW: -- bayağı bir ünlü olmuştu bu yüzden Los Angeles'ta. | TED | ريتشارد: .. كان لديه نوع من الشهرة.. شهرته بدأت في لوس أنجلس لفترة |
Gün içinde sıcaklıklar LA şehir merkezinde 12 saat boyunca 37 dereceyi bulacak. | Open Subtitles | درجات الحرارة سَتَفِوق 100درجة لليوم الثاني عشر على التوالي في مدينةِ لوس أنجلس |
Melbourne'ne LA uçağına binmek için gitmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن تذهب أولاً إلى ميلبورن بأستراليا كي تصل إلى لوس أنجلس |
Ve sen LAPD'nin bir masalısın. | Open Subtitles | وأنت وأنت الحكاية الخرافية لقسم شرطة لوس أنجلس |
dedi. Tabii adreslerinin Kuzey Los Angeles'ta bir alışveriş merkezi olduğu ve hiçbir çalışanlarının olmadığı | TED | لا تهتم بواقع أن العنوان قاد إلى قطاع مركز تسوق في مكان ما في شمال لوس أنجلس |
Los Angeles'tan başlayıp Washington'a doğru | TED | المسير. بدأت من لوس أنجلس بدأت في المشي إلى واشنطون، |
İhtiyaç duyacağı enerji için 92 adet nükleer enerji santrali gerekirdi ki, bu da Los Angeles'ın geri kalanını kaplar. | TED | ومن ثم 92 مفاعلا نوويا لإمداد الكمبيوتر بطاقة الكهرباء اللازمة والتي ستملأ باقي مدينة لوس أنجلس. |
Görüldüğü üzere Los Angeles'ta Hollywood Bowl'dalar, L.A. Philharmonic'in çaldığı bilgisayar oyunu müziklerini dinliyorlar. | TED | اتضح أنهم في هوليود لوس أنجلس يستمعون إلى إل أي فيلهارمونيك يعزف موسيقى الألعاب الإلكترونية |
Sadece bir hafta sonra, Los Angeles'ta yine yüksek mevkide bir halka ilişkiler uzmanıyla görüşürken, yine olan oldu. | TED | وبعدها بإسبوع واحد، عندما كنت في لوس أنجلس. في اجتماع مع وكيل اعلانات كبير، حدث الأمر مجددا، |
Hatta Stratford'tan Los Angeles'a taşındık. Ne kadar kesintisiz bir geçiş olduğunu hayal edebilirsiniz | TED | في الواقع، فقد انتقلنا من سترادفورد إلى لوس أنجلس لذا يمكنكم تخيل مدى سلاسة ذلك الانتقال |
28... 707 ile Los Angeles'ten geldim. Tam burada olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | جئت بالرحلة 28-700 من " لوس أنجلس " وأظنني وضعتها هنا |
Anlaşma yoluna gitmeyecekseniz, Los Angeles'e geri dönüp, ...onu bir enstitüye yerleştiriyorum ve onun için velayet kavgasına başlıyoruz. | Open Subtitles | وإذا لم تعقد معي صفقة سأسافر معه إلى لوس أنجلس وسأضعه في مؤسسة هناك ويمكننا أن نتقاتل على من له الحق في وصايته |
Melbourne'a gitmen gerek ancak oradan Los Angeles'a uçabilirsin. | Open Subtitles | يجب أن تذهب أولاً إلى ميلبورن بأستراليا كي تصل إلى لوس أنجلس |
Öğleden sonra Los Angeles'ta olmam gerekiyordu. | Open Subtitles | يجب أن أصل إلى لوس أنجلس كان علي أن أصل منذ ساعات |
Los Angeles'ta daha önce bulundum, Dru. Pek hoşuma gitmedi. | Open Subtitles | لقد جربت الأمر في لوس أنجلس لم ينجح الأمر |
Sen daha önce bayana inandın! Lanet, LA yollarındayız burada! | Open Subtitles | من الواضح انك تصدق السيدة ، فقد سلكت الطريق إلى لوس أنجلس بناءً على كلامها |
Tüm birimlere, tüm LA birimlerine. Polis vuruldu. | Open Subtitles | كلّ الوحدات، كلّ الوحدات، كلّ وحدات لوس أنجلس ضابط مصاب. |
L.A. Kings'in efsanevi Fransız-Kanadalı golcüsü Jacques "Le Coq" Grande'LA görüştüğünü öğrendi. | Open Subtitles | تواعد حارس المرمى الفرنسي لفريق ملوك لوس أنجلس الأسطوريين جاك لي كوك جراندي |
derdi. Sonra anladılar ki bizler gece yarısında LA otobanlarında sürten birer Marslı yığınlarıydık-- Dünya gecesinin yarısı. | TED | فاستوعبوا أن هناك قطائع من المرّيخيين، يتجوّلون في طرق لوس أنجلس السريعة، في منتصف الليل -- في منتصف ليل الأرض. |
Sabahın erken bir saatinde LAPD'den aradılar. | Open Subtitles | مبكراً هذا الصباح وردني إتصال من شرطة لوس أنجلس |