Kaçmasına izin verirsek duracağını mı sanıyorsun sen? | Open Subtitles | وهل خطر ببالك انه سيتوقف لو تركناه يجرى حرا ؟ |
Belki. Ama ölmesine izin verirsek o zaman bizim suçumuz olacak. | Open Subtitles | ربما لا، لكنّ لو تركناه للموت، سيكون خطأنا. |
Havalanmasına izin verirsek her şey olabilir. | Open Subtitles | يُمكن أن يحدث أيّ شيءٍ لو تركناه يُقلع ثانية. |
Onu çocukluğumuzdan beri tanıyoruz, hayatta bırakırsak bizi bağışlar mı sence? | Open Subtitles | لقد عرفناه منذ كنا صغار لو تركناه يعيش هل سيسامحنا؟ |
O olmasaydı, York ve ben bunu asla yapamazdık. | Open Subtitles | لو تركناه على قيد الحياة فلن نتمكّن أنا و (يورك) من عمل هذا |
Gitmesine izin verirsek, bizi uykumuzda gırtlaklar. | Open Subtitles | لو تركناه يذهب سيخنقنا عندما ننام |
Gitmesine izin verirsek, bizi uykumuzda gırtlaklar. | Open Subtitles | لو تركناه يذهب سيخنقنا عندما ننام |
Jan, eğer oynamasına izin verirsek, her şey biter, o kadar. | Open Subtitles | لو تركناه يلعب، قُضي علينا |
Öylece acı çekmesine izin verirsek ne biçim insanlar oluruz? | Open Subtitles | ماذا سنكون لو تركناه يُعاني؟ |
Ama ofisin önüne gittiğimizde, Martha, eğer onu orada bırakırsak, onu tutmak isteyeceklerini ve bir daha asla göremeyeceğimizi söyledi. | Open Subtitles | وعندما وصلنا به إلى المكتب قالت مارثا إننا لو تركناه هناك فسيرغبون بالاحتفاظ به ولن نراه مجدداً |
Onu yalnız bırakırsak, kendisi duracaktır. | Open Subtitles | لو تركناه يهرب الآن , فانه سيتوقف عن الحركة و يموت |
Hizmetkarlar bölümündeyiz. Onu burada bırakırsak, bir hizmetkar olduğunu düşünürler. | Open Subtitles | نحن في جناح الخدم، لو تركناه هنا سيعتقدون أنه أحد الخدم |
O olmasaydı, York ve ben bunu asla yapamazdık. | Open Subtitles | لو تركناه على قيد الحياة فلن نتمكّن أنا و (يورك) من عمل هذا |