O da onu sağ tutmak için kendi Goa'uld'unu oğluna verdi. | Open Subtitles | أعطى الجواؤلد خاصته إلى ولده ليبقيه حيا |
Sır tutmak için iyi ödenmiş birisi. | Open Subtitles | بالكثير من الأستثمار ليبقيه سراً |
Birisinin Bethel'i dengesiz tutmak için ilaçlarını değiştirdiğini anladı. | Open Subtitles | شـون) إكتشف أنّ شخص مـا) عبث بدواء (بيثـل) ليبقيه مشوشـًا |
O sadece... onu ayakta tutacak şeye ihtiyaç duymuştu. | Open Subtitles | ..وقد احتاج لشيء ليبقيه يقظاً |
Sulu tutacak kadar. | Open Subtitles | كافياً ليبقيه رطب |
Çarımız onu kontrol altında tutacak kadar cezur ve bilge. | Open Subtitles | -لقيصرنا الحكمة والشجاعة ليبقيه على خياره . |