Her şeyin yolunda olduğundan emin olmak için gece boyunca burada tutacaklar. | Open Subtitles | سوف يبقونها هنا فى الَّيل, ليتأكدوا أن كل شىء على ما يُرام. |
Süper-anneler denen şu yaratıklar tarafından alınıyorlar, tüm çocuklarının Harvard'a gittiğinden emin olmak için işten ayrılabilecek ileri derecede başarılı kariyer kadınları bunlar. | TED | تأتي لتأخذ الأطفال كائنات أدعوها بلقب الأمهات السوبر، وهن سيدات عاملات ناجحات للغاية واللاتي توقفن عن العمل، ليتأكدوا من التحاق أبنائهن بجامعة هارفارد. |
Kimsenin saldırmadığından emin olmak için sürekli asker birlikler gönderiyorlarmış. | TED | وكل مرة، يرسلون كشافة الى الخارج ليتأكدوا أنه لا أحد هاجمهم |
Hepsi teslimatın yapıldığından emin olmak istiyorlar. | Open Subtitles | كلهم هنا ليتأكدوا من قيامي بعملية التسليم. |
Gerçekten çok demokratik yaratıklar sadece herkesin doyabildiği kadar yediğinden emin olmak istiyorlar. | Open Subtitles | اذا انهم مخلوقات ديمقراطية نوعا ما، فقط ليتأكدوا من أنهم يحصلوا على مقدار ما يكفي من الغذاء. |
Bir daha çalışamamasından emin olmak isterler. | Open Subtitles | ليتأكدوا من أنه لن يمارس عمله مرة أخرى |
Bana söylenir söylenmez, Albuquerque'deki polisle temasa geçtim ... ve onlara güvende olduğunuzdan emin olmak için hiçbir masraftan kaçınmamalarını söyledim. | Open Subtitles | بمجرد ان علمت بذلك قمت بالاتصال بالبوليس فى البوكوركى واخبرتهم بألا يدخروا جهدا ليتأكدوا انك بخير ريس.. |
Seni birkaç hafta izlerler, casus olmadığından emin olmak için. | Open Subtitles | يراقبونك كم اسبوع ليتأكدوا انك لست بجاسوس |
Öldüğünde son dikişi uyumadığından emin olmak için burnundan geçirirlermiş. | Open Subtitles | جو يقول أنهم يخيطونك فى ارجوحة نومك بغرز و أخر غرزة فيهم فى أنفك ليتأكدوا تماماً أنك لست نائماً |
Öldüğünde son dikişi uyumadığından emin olmak için burnundan geçirirlermiş. | Open Subtitles | جو يقول أنهم يخيطونك فى ارجوحة نومك بغرز و أخر غرزة فيهم فى أنفك ليتأكدوا تماماً أنك لست نائماً |
Hiç merak etmedin mi insanlar neden rüya görüp görmediklerine emin olmak için kendilerini çimdiklerler? | Open Subtitles | هل سمعتى عن الناس الذين يقرصون انفسهم ليتأكدوا انهم لا يحلمون |
Hiç merak etmedin mi insanlar neden rüya görüp görmediklerine emin olmak için kendilerini çimdiklerler? | Open Subtitles | هل سمعتى عن الناس الذين يقرصون انفسهم ليتأكدوا انهم لا يحلمون |
Bir kıza laf attığımdan emin olmak için arkadaşlarım bana eşlik ettiler. | Open Subtitles | أصدقائي رافقوني ليتأكدوا من قيامي بالتحدّي |
Ama albümü açıp kapaktan çıkardığınız zaman, ...söz konusu parçanın, ortaya çıkmamasından emin olmak için keskin bir araçla çizildiğini görebilirsiniz. | Open Subtitles | لكن عندما تفتح الألبوم ، وتخرجه من ظرفه ، سترى أنهم قاموا بتخديش أغنية محددة بآلة حادة ، ليتأكدوا من عدم . اذاعتها |
Ötmediğimizden emin olmak için eşlerimizi izleyen adamlar var, biliyor muydunuz? | Open Subtitles | هناك أشخاص يراقبون زوجاتنا, أتعلم هذا؟ ليتأكدوا من أننا لم نثرثر لهن |
İçkiden bayıldığına emin olmak için. | Open Subtitles | ليتأكدوا تماماً من فقدانها للوعي جراء الكحول |
Ona para vermek için ya da selametinden emin olmak için bu şart değildi sonuçta. | Open Subtitles | ليس عليهم اخباره ليجدوا سبباً لإعطائه مالاً أو ليتأكدوا أنه بخير |
Sadece ayak parmağını biraz daha inceleyip emin olmak istiyorlar. | Open Subtitles | انهم فقط ينظرون لإصبع قدميه ليتأكدوا |
Sadece ayak parmağını biraz daha inceleyip emin olmak istiyorlar. | Open Subtitles | - يعتقدون ذلك انهم فقط ينظرون لإصبع قدميه ليتأكدوا |
Bir daha çalışamamasından emin olmak isterler. | Open Subtitles | ليتأكدوا من أنه لن يمارس عمله مرة أخرى |