Ama merak ediyorum, saklayacak hiçbir şeyi yoksa neden kaçtı? | Open Subtitles | لكن لماذا هرب اذا لم يكن لديه شيء ليخفيه ؟ |
saklayacak bir şeyi yoksa hafızasına erişmeme neden şiddetle direniyor, açıklasana. | Open Subtitles | ,لو لم يكن لديه شيء ليخفيه أخبرني إذاً لماذا يقاوم بشراسة جهودي للدخول لدماغه |
İkimiz de bomboştuk. O yüzden saklayacak hiçbir şeyimiz yoktu. | Open Subtitles | ،كان كلّ منّا خاوي الأغوار .فلم يكُن لدى كلينا شيء ليخفيه |
O konuda sorun yok. Hiçbirimizin saklayacak bir şeyi yok. | Open Subtitles | لاعليك بذلك, لا أحدٌ منا .لديه شيءٌ ليخفيه |
Herkesin saklayacağı bir şeyleri vardır. | Open Subtitles | الجميع لديه شيء ليخفيه |
saklayacak bir şeyi yoksa eminim dürüst olacaktır. | Open Subtitles | واذا ماكان عنده شي ليخفيه سيكون صادق |
Belli ki adamın saklayacak bir şeyi yok. | Open Subtitles | بصراحة ، ليس لديه شئ ليخفيه |
Ya da belki sensindir Selene saklayacak şeyleri olan, zavallı bir ailenin kalan son üyesi. | Open Subtitles | أو ربما أنت تخفين شيئا ً ما يا (سيلين)؟ ..كآخر شخص من عائلتك لديه شيء ما ليخفيه |
saklayacak birşeylerin var... | Open Subtitles | لديه شيء ما ليخفيه |
Bu çocuklardan biri Li Wen'i öldürdü. Hangisinin saklayacak bir şeyi olduğunu bilmemiz gerek. | Open Subtitles | (إذا كان أحد هؤلاء الصغار قتل (لي ون فتحتاجين أن تعرفي أيهم لديه شئ ليخفيه |
saklayacak şeyleri olan adamlara karşı ya da Dallas'ın istediği bir şeye karşı. | Open Subtitles | من؟ أي شخص لديه شيء ليخفيه |
Belki saklayacak bir şeyi yoktur. | Open Subtitles | ربما ليس لديه شئ ليخفيه. |
Hemsireler, R. Franklin'i görmüs, saklayacak bir seyi yoktu. | Open Subtitles | الممرضات شاهدوا (ار فرانكلين) ولم يكن لديه شيء ليخفيه |
Sıkıcı bir ihtiyar hayatı yaşıyor. saklayacak hiçbir şeyi kalmamış gibi. Fring'in tayfasından konuşan yok mu? | Open Subtitles | إنه يعيش حياة رجل مسن مملة وكأنه لا يملك شيء ليخفيه. ولا أحد من طاقم (فرينق) يتحدث؟ |
Hemen göster Conti yoksa senin saklayacak bir şeyin olduğunu düşüneceğim. Bunu nerede buldun? | Open Subtitles | أخبرني الآن,(كونتي),وإلا ظننتُ أنك أنت من لديه شيء ليخفيه. |
Hevesi kırılmış Michael model eve geri döndü ve burada saklayacak bir şeyi olan kardeşiyle karşılaştı. | Open Subtitles | محبط العزيمة (مايكل) عاد للبيت النموذجي الذي صادف أخاه الذي كان لديه شيئاً ليخفيه كذلك |
Herkesin saklayacak bir şeyi vardır. | Open Subtitles | كل شخص لديه شئ ليخفيه |
Görünen o ki, Bay hangi yiyecek güvenli ve hangisinin saklayacak bir şeyi yok ben bilirim. | Open Subtitles | يبدو أنّ السيد (أعرف أيّ من الأطعمة صالح وأيّ منها ليس كذلك) لديه شيء ليخفيه. |
saklayacak bir şeyi var gibi. | Open Subtitles | يبدو أنّ لديه شيئاً ليخفيه. |
Tanaka, saklayacağı bir şey yoksa neden bizi geri çektirsin? | Open Subtitles | لماذا يريدنا ( تاناكا ) بعيدين عن القضية اذا لم يكن لديه شئ ليخفيه ؟ |
Kocamın bu evi benden veya kardeşinden gizlemesine sebep olan o korkunç şeyin ne olduğunu açıklayacak herhangi bir şey aradım. | Open Subtitles | بحثاً عن أيّ شيء قد يفسّر الأمر الفظيع جدّاً... الذي يدفع زوجي للاحتفاظ بشقّة ليخفيه عنّي أو عن أخته |