Görünüşe göre baban kendini savunmak için biraz ölü, beni yakaladın. | Open Subtitles | حسناً،بما أن والدك ميت للغاية ليدافع عن نفسه، لقد تمكنت مني |
Şerefimi savunmak için bir avuç takım elbiseli kuklaya ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لا أحتاج لإستئجار محامٍ ليدافع عن مكانتي |
Sen ordularını karşılıksız indirebilirsin. İç sularda hiç savunma olmaz. | Open Subtitles | فتستطيع أن تُنزل جيوشك دون مقاومة فلن يكون هناك أحد ليدافع عن المياه الداخلية |
Sen ordularını karşılıksız indirebilirsin. İç sularda hiç savunma olmaz. | Open Subtitles | فتستطيع أن تُنزل جيوشك دون مقاومة فلن يكون هناك أحد ليدافع عن المياه الداخلية |
Ama artık gelip kendini savunamaz, değil mi? | Open Subtitles | و بعد , لم يعُد متواجد هنا ليدافع عن نفسهِ , أليس كذلك؟ |
Ordusunu ve kendisini savunacak bir strateji bulacağına şüphem yok. | Open Subtitles | أنا متأكد أنه سيجد تدبيراً ليدافع عن جيشه وعن نفسه |
Nefsi müdafaa için silahına davrandı ve sen de suratından vurdun. | Open Subtitles | وحاول الوصول إلى سلاحه ليدافع عن نفسه، ولكنّك أطلقت النار عليه |
Ancak kendi ününü korumak için bu üç masum adamı.. öldürme teşebbüsü Genel Kurmay tarafından destekleniyor. | Open Subtitles | و لكن عندما يحاول ان يقتل ثلاث رجال ابرياء فقط ليدافع عن سمعته |
Sıradan cesaret eylemlerinin diğerini savunmak için öne atılmasını sağladığına inanırız. | Open Subtitles | نحن نؤمن بأعمال الشجاعة، والشجاعة التي تقود شخص واحد ليدافع عن الأخر. |
Tamam mı, sonra da konuşuruz, hikayenin tamamını ve kendini savunmak için söyleyeceklerini dinleriz sonra da bu işi seninle ben birlikte hallederiz. | Open Subtitles | حسنا، سوف نتكلم معه نعرف القصة كلها، ونسمتع الى ما لديه ليدافع عن نفسه وبعدها انا وانتِ سنتعامل مع الامر سوياً |
Çünkü pilotlar genelde kendilerini savunmak için orada olmazlar. | Open Subtitles | عندما عادة لا يكون الطيار موجود ليدافع عن نفسه |
Kendini savunmak için burada olmadığında bile. | Open Subtitles | حتى عندما يغيب ليدافع عن نفسه |
En azından kendini savunma hakkı veremez miydiniz? | Open Subtitles | على ألأقل عليك أعطائه الفرصة ليدافع عن نفسه؟ |
savunma sanayiinde faaliyet gösteren bir şirketin CEO'sundan silahlara yasak getirilmesi için yardım istemek ironik olmaz mı sence? | Open Subtitles | ألا ترين السخرية من طلب الرئيس التنفيذي لشركة أسلحة دفاع ليدافع عن قرار فرض حظر على السلاح؟ |
Sonrasında o kişiye kendini savunma hakkı verilsin. | Open Subtitles | عندها الشخص يعطى فرصه ليدافع عن نفسه او عن نفسها |
Doğru. Belki bunu ona da hatırlatsan iyi olur. Kardeşin kendini savunamaz. | Open Subtitles | .من الافضل لك أن تخبرة بهذا - . هو غير موجود هنا ليدافع عن نفسة - |
SB 1070'i savunacak birini bulup stüdyoya getirmek için 90 dakikadan az vaktimiz var. | Open Subtitles | لدينا أقل من 90 دقيقة لإيجاد شخصٍ ما SB ليدافع عن مسودة قرار مشروع 1070 ونأخذهم لأستديو. |
Kendisini savunacak sesi dahi yok. | Open Subtitles | ليس له صوت ليدافع عن نفسهُ |
Nefsi müdafaa için silahına davrandı ve sen de suratından vurdun. | Open Subtitles | وحاول الوصول إلى سلاحه ليدافع عن نفسه، ولكنّك أطلقت النار عليه |
Ama Manila'da 1975'te ünvanını korumak için ortaya çıkmayınca, ünvanını ondan aldılar ve Ruslara geri verdiler. | Open Subtitles | لكن عندما لم ياتي الى مانيلا في عام 1975 ليدافع عن لقبه اخذوا اللقب منه |