Bana, herkes görsün diye, bedeninin hala zincirler içinde sallandırıldığını söylediler. | Open Subtitles | قيل لي ان جسده لاايزال معلقا مربوط بالسلاسل ، ليراه الجميع |
Herkes görsün diye göğüslerini pencere önünde sallandırırlar. | Open Subtitles | لكي تظهر جسدها من الشباك هكذا ليراه الجميع |
Yani siz hepimizin görmesi için adamı alıp sonra da çarmıha mı gerersiniz? | Open Subtitles | لذا أنت تَأْخذُ شخص وتصْلبُه على سارية ليراه الجميع؟ |
Birincisi, adadaki tüm denizcilerin görmesi için fazla küçüktü. | Open Subtitles | الأول كان صغيراً ليراه كل البحارة في الجزيرة |
Tüm köy görebilsin diye rüzgarda dalgalanıp duruyordu. | Open Subtitles | كان يتطاير مع الرياح ليراه سكّان القرية كلّها |
Tüm köy görebilsin diye rüzgarda dalgalanıp duruyordu. | Open Subtitles | كان يتطاير مع الرياح ليراه سكّان القرية كلّها |
onu görmeye kimse gelmedi. | Open Subtitles | لم يسأل عنه أيّ شخص لم يأتى أحد ليراه مطلقاً |
Ve herkes görsün diye internete koyulan bir cinayet itirafı. | Open Subtitles | و اعتراف بجريمة قتل قد . وضع على الإنترنت ليراه الجميع |
Has... Herkes görsün diye internete mi koymuşIar? | Open Subtitles | رائعــــــة- هل رفع هذه على الانترنت ليراه الجميع منتشي - |
Onlar yaptıkları her şeyi başkaları görsün diye yaparlar. | Open Subtitles | كل شئ يفعلونه يُعمل ليراه الاخرون. |
Diğerleri görsün diye bazılarını aç bırakacaksın. | Open Subtitles | تدع بعضهم يتضور جوعاً ليراه البقية |
Harvey'in gelir belgesi bütün dünya görsün diye ortalığa saçanın sen olduğunu kabul ettiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد اعترف انه كان انت من وضع راتب (هارفي) بالخارج هناك عن قصد لكل العالم ليراه |
...sonra bunu yakalıyor ve hepimizin görmesi için sergi duvarlarına asıyorlar. | Open Subtitles | ثم الفوز به، وتعليقه على حائط ليراه الجميع |
Üzerinde o kadar uğraştım ki, başka birinin görmesi için çok heyecanlandım galiba. Neyse artık. | Open Subtitles | لقد عملّت بكلّ جهدي لبنائه، وأظنّ أنّي متحمس ليراه شخص آخر، ولكن... |
Sadece onun görmesi için koyduğum şeyi biliyor. | Open Subtitles | لقد عرف فقط ما وضعته أمامه ليراه |
Herkesin görmesi için tapınakta benim suretim olacak. | Open Subtitles | واحد شبهى في الهيكل ليراه الجميع |
Atticus'un görmesi için bir şey vardı onda. Gidip al. | Open Subtitles | عليّ إحضارها، هنالك شيء بها، لــ(أتيكس) ليراه |
Herkes görebilsin diye yazdıklarımı internette paylaştı. | Open Subtitles | لقد نشرت بيانى على الإنترنت ليراه كل شخص |
Deucalion onu görmeye geldiğinde hayattaydı. | Open Subtitles | لقد كان حياً عندما دخل عليه "دوكيليان" ليراه |
Deucalion onu görmeye geldiğinde hayattaydı. | Open Subtitles | لقد كان حياً عندما دخل عليه "دوكيليان" ليراه |