Tamam, İçerdeyiz ama bizi karşılayacak kimse yok. | Open Subtitles | حسنا, نحن في الداخل ولا احد هنا ليرحب بنا |
Bizi karşılayacak birileri olacak mı dersin? | Open Subtitles | هل تعتقد ان هنالك شخص ليرحب بنا؟ |
Kumarhane müdürü onu karşılayacak. | Open Subtitles | المدير سيكون هناك ليرحب بها. |
Ginger Rogers ve coşkulu Bob Hope konukları karşılamaya hazırdı. | Open Subtitles | ـ جنجر روجرز متواجد هناك ليرحب بالزوار و المتألق ـ بوب هوب متواجد |
Hapishane gemisindeki benim akrabalarımdan biri olsaydı karşılamaya ilk giden olurdum. | Open Subtitles | لو أنّ أحد من أنسابي على ، سجن السفينة لكنت أول شخص ليرحب بعودته للمنزل |
Ajan Benford'un beni karşılamaya gelmemesine bozuldum. | Open Subtitles | الوكيل (بنفورد) لم يأتي ليرحب بعودتي. |