Benimle yapmaya çalıştığı şey, bana ilham vermekti dünyayı korumak için, ve dünyanın ne kadar kırılgan olduğunu göstermek için. | TED | ما كان يحاول فعله لي هو الهامي لحماية العالم، و ليريني كم هذا العالم هو هش. |
Ancak delikanlı gibi kabul etmektense patronun kim olduğunu göstermek için bile bile üzerime gelmeyi tercih etti. | Open Subtitles | وبدلاً أن يكون رجلاً بذلك قرر أن يحشر نفسه في قضيتي ليريني من هو الرئيس |
Dışarıda benim gibi birinin olamaması çok üzücü beni yeteri kadar anlayacak ve bana yol gösterecek biri. | Open Subtitles | من السيء أنه لا يوجد أحد مثلي ويفهمني جيدا ليريني الطريق الصحيح |
- Ne kadar hızlı olduğunu gösterecek. - Emin misin? | Open Subtitles | ليريني مدى سرعتها - هل أنت متأكدة من ذلك ؟ |
Daniel Sha're'ye, bana şu kartuşu göstermeye gideceğimizi söyledi. | Open Subtitles | دانيال أخبر شاري أنه ذاهب ليريني تلك الكارطوش |
Biliyor musun, sen hafta sonu gözlerini halletmek için izindeyken, Paul beni Martha'nın üzüm bağına bağ evini göstermeye götürdü. | Open Subtitles | كما تعلم, بينما كنتَ خارجاً تنجز أعمالك خلال العطلة, بول تبعني إلى شاطئ مارثا فينيارد ليريني هذا المنزل |
Bugün bana bazı çalışmalarını gösterme nezaketini gösterdi. | Open Subtitles | لقد كان لطيف بما فيه الكفاية ليريني بعض أعماله اليوم |
Bak sürekli bana kim olduğunu göstermesi için şans verip duruyorum ama şimdi fark ediyorum ki çok göstermiş. | Open Subtitles | أنظر مراراً وتكراراً أعطيته فرصة ليريني حقيقته |
Başta biraz korkmuştum ama itiraf edeyim bana kalbindeki aşkı göstermek için büyük bir ateş yakmış. | Open Subtitles | الآن، في البداية كنتُ خائفة قليلًا، سأعترف، ولكنه أشعل هذه النار الكبيرة ليريني العاطفة في قلبه. |
Ama suçlu biriyse, sırf bana saklanacak bir şeyi olmadığını göstermek için o evi alacaktır. | Open Subtitles | ولكن ان كان مذنباً، سيشتري المنزل ليريني أنه لا يوجد شئ لديه ليخفيه |
- bana sadece çamur olduğunu göstermek için, sadece çamurdu.... | Open Subtitles | ليريني بأنه مجرد طين كان طيناً |
Beni buraya dün getirdi bunu göstermek için. | Open Subtitles | نعم فلقد أحضرني إليه البارحة ليريني هذه |
Cadıları göstermek için hayatını tehlikeye attı. | Open Subtitles | لقد خاطر بحياته ليريني السحرة. |
Abin bana gösterecek bir şeyler ararken sen de bir şeyler anlatsana. | Open Subtitles | أخبرني شيئاً بينما أخوك يبحث عن صورة ليريني إياها. |
Bana nasıl aile kurulacağını gösterecek bir babam olmadı hiç. | Open Subtitles | ألم يكن عندي أب ليريني كيف أربي عائلة. |
Lee'nin bana gösterecek bir dolu sırrı vardı. | Open Subtitles | لي كان لديه سر قديم جداً ليريني أياه |
Hayır, ama buraya bana patronun kim olduğunu göstermeye geldi. | Open Subtitles | لا، لكنه جاء إلى هنا ليريني من هو رئيسه |
Micah kazayı duymuş ve ağrımı hafifletecek birkaç yoga duruşu göstermeye gelmiş. | Open Subtitles | سمع (مايكا) بالحادثة، وقدم إلى منزلي ليريني بضع وضعيات لليوغا لمساعدتي على تخفيف ألمي. |
Bana bunu göstermeye geldi. | Open Subtitles | جاء ليريني هذه |
Bir keresinde Michele dayım yeni satın aldığı tayı gösterdi, Pascua'yı. | Open Subtitles | ثم يأتي عمي "ميكيلي" ليريني المسدس الجديد - الذي اشتراه من سوق عيد الفصح |
Önceki gün, bana ölü bir sinek gösterdi. | Open Subtitles | منذ أيام استدعاني ليريني ذبابة ميتة |
- Evet, çalışma odasına geldi ve babamla çekilmiş fotoğraflarını gösterdi. | Open Subtitles | أجل حسنا هو لقد جاء ليريني بعض الصور |
Dinle, Fi, bana sadece gereken şey, ...babacığının silahları nerede sakladığını bana göstermesi. | Open Subtitles | اسمعي، في، أنا أَحتاجُ آري ليريني أين يحتفظ والده بالأسلحة. سنستدعي الشرطة. |
Tanrı'ya, O'nun için ne yapabileceğimi göstermesi için dua ediyorum. | Open Subtitles | أصلي للرب ليريني ماذا علي أن أفعل من أجله |