Ve aslında, bu bir kadın değil bir erkektir ve at yelesinden yapılma bir peruk takmaktadır. | Open Subtitles | وفي الواقع هذه ليست إمرأة على الإطلاق بل رجل يرتدي شعر مستعار |
Başka deyişle bana göre Yi Soo bir kadın değil, bir insan. | Open Subtitles | بمعني أخر، يي سو ليست إمرأة بل إنسانة. |
Birincisi, o başka bir kadın değil. | Open Subtitles | أولاً, هي ليست إمرأة أخرى. |
- Tamam, cana yakın bir kadın değildi ama o da bir zamanlar birilerinin evladıydı sonuçta. | Open Subtitles | - حسناً، ليست إمرأة لطيفة. لكن نفس الشيء، لقد كانت مرةً طفلةُ احدٍ ما. |
Ama o, kadın değil ki. Daha çocuk. Hafife alınmamalıdır. | Open Subtitles | لكنها ليست إمرأة, إنها مجرد طفلة |
O, makul bir kadın değil. | Open Subtitles | إنها ليست إمرأة عاقلة |
Bana göre, bir kadın değil o. | Open Subtitles | بالنسبة لي، فهى ليست إمرأة. |
Başla bir zahmetli kadın daha, Warwick. O bir kadın değil, o bir cadı. | Open Subtitles | إمرأة مزعجة أخرى (وارويك) هي ليست إمرأة إنها ساحرة |
- O bir kadın değil. | Open Subtitles | -إنها ليست إمرأة |