"ليست جزءاً من" - Traduction Arabe en Turc

• bir parçası değildir
• parçası değil
• bir unsuru değil

Belki de gerçeği söylüyordur. Belki de bunun bir parçası değildir.
علّها تقول الحقيقة، علّها ليست جزءاً من الامر

Aslında kümes hayvanları, geleneksel kahvaltıların bir parçası değildir ama yağsız etin önden aperatif olarak iyi gideceğini düşündüm özellikle de sıradaki şeylerin yumuşaklığını ve aromasını ortaya çıkaracağı için.
أعلم... أن الطيور ليست جزءاً من الفطور التقليدي لكنني رأيت ان اللحم الطري يمكن أن يحل محل المقبلات

O, bunun bir parçası değildir.
إنها ليست جزءاً من هذا

Dinleyici: Araba maçın bir parçası değil.
أحد الحضور: العربة ليست جزءاً من اللعبة.

- Seni kurban etmek planın bir parçası değil... yakın bile değil.
لو أن هذا معناه أنني سأقف فوق جسر الحبال.. التضحية بكِ ليست جزءاً من الخطة..

Charlie: Fark etmez. Maçın bir unsuru değil.
تشارلي: لا يهم، إنها ليست جزءاً من اللعبة.

MS: Saha içinde yürümek maçın bir unsuru değil mi?
مايكل: السير في الملعب ليست جزءاً من لعبة الغولف؟

Silah hayatımızın bir parçası değil.
فالأسلحة ليست جزءاً من حياتنا

Charlie: Çünkü araba maçın bir parçası değil.
تشارلي: العربة ليست جزءاً من اللعبة.

Bu anlaşmanın bir parçası değil.
ـ الأسئلة ليست جزءاً من الإتفاق